Dip Teorisi: Vazgeçme(mek) Üzerine Bir Teori

Dip Teorisi: Vazgeçme(mek) Üzerine Bir Teori

Dip Teorisi: Vazgeçme(mek) Üzerine Bir Teori

Başarı, sıklıkla hedeflere ulaşmak konusunda sabır, azim ve doğru zamanlamayla ilişkilendirilir. Ancak, başarılı olmanın yolu, bazen beklenmedik bir şekilde vazgeçmekten geçiyor olabilir. İnsanların genellikle başarısızlık olarak tanımladığı vazgeçme eylemi, pozitif bir bakış açısıyla, aslında doğru zamanda doğru kararı almakla da ilgilidir. Her insanın kendi sınırlarını ve yeteneklerini tanıması önemlidir, çünkü bazen dünyanın en iyisi olmaya yetecek zamanımız, tutkumuz veya kaynaklarımız olmayabilir. Bu nedenle, vazgeçmek bir strateji olarak düşünülebilir. Yani en iyi olmak için, iyi olamayacağımız alanlardan akıllıca çekilmek gereklidir. Dolayısıyla kazananlar hiç vazgeçemeyen insanlar değildir, aksine doğru zamanda doğru kararı vererek cesurca vazgeçenlerdir.

İşte Seth Godin’in kaleme aldığı küçük ama etkili  kitabı Dip’te bu konu üzerinde duruluyor. Yani Dip, vazgeçme üzerine bir başarı kitabı. İşte yazarın bu güzel kitabından bazı alıntılarla dip teorisi:

Yanlış olandan vazgeçin. Doğru olanda ısrar edin. Ya birini ya da diğerini yapacak cesareti gösterin!

Kazananlar hep pes ederler, yani vazgeçerler. Sadece doğru şeyden doğru zamanda vazgeçerler. (Çünkü her şeyde dünyanın en iyisi olabilmek için gereken zamana, tutkuya ya da kaynağa sahip değilsiniz) Çoğu insan vazgeçer. Sadece bunu başarılı bir şekilde yapamazlar. Aslında çoğu meslek ve ticaret sahası vazgeçenlerden faydalanır. Toplum bırakacağınızı farz eder. Hatta işin doğrusu, işletmeler ve organizasyonlar hesaplarını bunun üzerine yaparlar.

Her şeyi bir arada yapmaya kalkışamazsınız, özellikle de birinde dünyanın en iyisi olmaya niyetliyseniz. Kazananlar büyük kazanır, çünkü piyasa kazananı sever. İnsanların çok fazla zamanı yoktur ve çok daha fazla risk almak da istemezler. Eğer ölümcül bir kanser teşhisi konduysa, bir sürü doktora gidip etrafta oyalanamazsınız. Dosdoğru “en tepedeki adama”, dünyanın en iyisi sıralamasındakilerden birine gidersiniz. Neden sadece tek bir fırsatınız varsa bunu orada burada israf edesiniz ki? Bir numara olmanın böylesine muazzam faydalar sağlamanın ikinci bir nedeni, “az bulunur olmanın, tepede olmayı bir şeye değer yapmasıdır.” Peki az bulunurluk neden kaynaklanır? Piyasanın ve toplumun koyduğu sınırlardan kaynaklanır. Çoğu kişinin, en tepeye tırmanacak bir şeyler yaratmadan, çok daha önce bırakmış olmalarından kaynaklanır. Zaten olması gereken de budur. Sistem bunun üzerine kuruludur.

Sizi işe alacak, sizden bir şeyler satın alacak, sizi başkalarına tavsiye edecek, size oy verecek ya da sizin isteklerinizi yerine getirecek her kişi, sizin en iyi seçenek olup olmadığınızı merak edecektir. En iyisi onlar için şu anlama gelir: kişinin inandığı ve bildiği şeylere dayanarak, o anda, kendisi için en iyi olandır. Kendi dünyası için erişebileceği dünyada. Yani  “en iyi”si subjektif bir durumdur.

Stratejik vazgeçme başarılı organizasyonların sırrıdır. Reaktif vazgeçme ve seri vazgeçme, istediklerini elde etmek için mücadele eden (ve başarısız olanların) felaketidir. Ve çoğu insan sadece bunu yapar. Acı vermeye başladığında vazgeçerler ve vazgeçmek canlarını yakmayacakken de asılırlar.

Hayatta yapmaya değer hemen her şey Dip tarafından kontrol edilir.

Hayatta yapmaya değer hemen her şey Dip tarafından kontrol edilir. Dip sizin gibileri uzak tutmak için koyulan sahte perdelerdir. Tipik bir CEO’nun özgeçmişine bakarsanız, bu pozisyona gelmeden önce yirmi beş senesini Dip’te geçirdiğini görürsünüz. Aslında CEO’luk yapmak kolaydır. Zor olan oraya ulaşmaktır. Yol üzerinde büyük bir Dip bulunmaktadır. Eğer kolay olsaydı, bu iş için rekabet eden sayısız insan olurdu ve CEO’lara bu kadar ücret ödenmezdi. Nadir bulunur olmak değerli olmanın sırrıdır. Eğer bir Dip olmasaydı, az bulunurluk da olmazdı.  Başarılı insanlar sadece Dip’ten dışarı sağ salim çıkmakla kalmaz. Oradan enerjiyle fırlayarak ayakta kalırlar. Dip’e meyil göstermezler. Daha çok bastırırlar, kuralları değiştirirler ve yollarına devam ederler. Dip’e battığınızı biliyor olmanız, orada mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmenizi gerektirmez. Dip’ler eğer üstünü doldurursanız fazla uzun ömürlü olamaz.

Cul-de-Sac (Fransızca “çıkmaz sokak” demektir), kör uçlu işleri ifade eder. Çıkmaz sokaklara girdiğinizde başka bir şeyler yapacak kaynaklarınız ve enerjiniz yavaş yavaş tükenir. Hayatınızı, daha iyiye götürmeyecek bir şeye yatırmanın bedeli oldukça fazladır. Eğer kendinizi bu eğriyle yüzleşmiş olarak buluverirseniz vazgeçme zamanıdır. Yakında değil, hemen şimdi. Hayatta başarının önündeki en büyük engel bu eğrileri yeterince erken terk edememiş olmamızdır.

Eğer Yapmaya Değer Bir Şeyse Muhtemelen Bir Dip Vardır 

Teniste de bir Dip vardır. Sıradan bir kulüp oyuncusu ile bölgesel bir şampiyon arasındaki fark doğuştan gelen yetenek değildir. Vazgeçmek daha kolayken hareket etmeye zorlayabilme yeteneğidir. Dip az bulunurluk yaratır, az bulunur olmak da değer yaratır.  Dip başarınızın sırrıdır. Dip’i aşmak üzere yola koyulanlar (Dip’ten kurtulmak için zamanlarını, enerjilerini ve çabalarını ortaya koyan insanlar) işte dünyanın en iyisi olanlar onlardır. Sistemi alt üst ederler, çünkü bir sonraki şeye ilerlemek, averajın biraz üzerinde icraat ortaya koyup ellerinde olanla yetinmek yerine, meydan okumayı benimserler. Sebep ne olursa olsun yol aramaktan vazgeçmeyi reddederler ve Dip’i zorlayarak bir sonraki seviyeye giden yolu kat ederler. Cesurca olan var gücünüzle öbür tarafa ulaşmaktır; sonra az bulunur olmanın tüm avantajlarından istifade edebilirsiniz.

Farklılaşma Palavrası – Ağaçkakanların Bildiği Neydi?

Dip’le yüzleştiğinizde çoğu insan ve organizasyon değişik alanlara yönelir. Ana düşünce, bir sonraki seviyeye ulaşamazsanız, enerjinizi başka bir şey yapmayı öğrenmeye harcayın şeklindedir. Plak etiketlerinde sadece birkaç tane değil binlerce sanatçının adının yazılı olmasının sebebi budur. İş arayanların sadece bir alanda ustalık sergilemek yerine düzinelerce görevde ustalık sergilemelerinin nedeni de budur.   Yine de gerçek başarı, kafayı takanların olabilir. Dünyanın en iyisi olma uğruna sizi Dip’ten karşı tarafa doğru sürükleyen odaklanma, piyasada bir yer edinmenize vesile olabilir. Bir ağaçkakan bin ağaca yirmişer kez tıklayarak hiçbir sonuca ulaşmadan öylece vakit geçirebilir ama bu şekilde sürekli meşguldür. Ya da tek bir ağaca yirmi bin kere tıklayarak öğle yemeğini çıkarabilir.

Çoğu İnsan Vazgeçmekten Korkar 

Gerçeklikle yüz yüze gelip bırakmaktansa sıradan olmak daha kolaydır. Vazgeçmek zordur. Vazgeçmek, asla dünyanın 1.si olamayacağınızın farkına varmanızı gerektirir. En azıdan bu işte. Dolayısıyla, bunu itiraf etmeden, bir kenara bırakıp sıradanlıkta sabitlenmek daha kolay gelir. Organizasyonlar ve insanlar, Cul-de-Sac’ı terk edip gitmek ve kaynaklarını gerçekte ait olduğu başka bir şeye yatırmak yerine, bu çıkmaza saplanıp kalmakta, sahip oldukları kaynaklarla, içinden çıkamayacakları derinlikte ve genişlikte bir Dip’e dalarak zamanlarını ve paralarını israf etmektedirler. 

Bir Dip’le yüz yüze olduğunuzu bilmek oradan çıkmanın birinci adımıdır. Ağırlık çalışmak etkileyici bir bilimdir. Temel olarak durup dururken kaslarınızı bir ya da iki dakika yorarsınız. Bunun tek nedeni son birkaç saniyedeki çalışmanın kasın büyümesine sebep olmasıdır. Çoğu insan gibi siz de her gün, gün boyunca kaslarınızı kullanırsınız. Ama büyümezler çünkü onların büyümesine sebep olan zorlama anına erişmeden önce kaslarınızı kullanmayı bırakırsınız. Bu doğal olan bir harekettir, çünkü tükenmiş bir kas kendini güvende hissetmez ve acır. Ciddiyetle egzersiz yaparak ilk bir iki dakika bedelini ödeyen insanlar bunun sonrasında karşılığını alırlar.

Dip’i boyladığınızda vazgeçmek kötü bir fikirdir.

Zor olan şudur: Dip’i boyladığınızda vazgeçmek kötü bir fikirdir. Eğer çıktığınız yolculuk yapmaya değer bir yolculuksa, Dip’i boyladığınızda vazgeçmek sadece çoktan harcamış olduğunuz enerjiyi israf etmek olacaktır. Dip’i bir kez terk etmek genellikle yeterlidir. Kendinizi birden seri bir bırakıcı olarak buluverirsiniz, “o işe kalkışıp pek azını tamamlayan biridir” Basit: Eğer Dip’i aşamayacaksanız, hiç başlamayın.  

Eğer siz de bir süper star olmak istiyorsanız, sarp bir Dip’i olan; deneme yapanlarla başaranlar arasında bariyer teşkil eden Dip’i olan bir alan tespit etmelisiniz. Ve bu Dip’ten geçip karşı tarafa varmalısınız. Bu herkesin harcı değildir. Eğer olsaydı hiç süper star olmazdı. Eğer bu rotayı seçerseniz bunun sebebi, bir Dip’in var olduğunun farkına varmanızdır ve onu aşabileceğinize inanmışsınızdır. Dip aslında sizin en büyük müttefikinizdir, çünkü projeyi yaşamaya değer hale getirir (ve diğerlerini sizinle rekabet etmekten alıkoyar). Ama durun, bu kadarı yetmez. Sadece bir fethedebileceğiniz Dip bulmanız dışında, halihazırda üzerinde takılmış oyalanıyor olduğunuz Cul-de-Sac’ı da hemen terk etmeniz gerekir. Size aynı fırsatları sunmayan projeleri, yatırımları ve uğraşıları da bırakmalısınız. Zordur ama hayati önem taşır.

Neden Dip Bu Kadar Yaygın? 

Dip’in temelini oluşturan şeylerden biri de piramittir. Piramit şekli, dip’teki adamların, üsttekileri desteklediği bir düzendir. Örneğin bir spor salonuna çok sayıda kişi kaydını yaptırır (çok sayıda üyesi olması kulübü ayakta tutar), ama kulübün kendisi küçüktür, çünkü kayıt yaptıranlardan aslında çok azı kulübü sıklıkla ziyaret eder. Bu üyeler sadık müşterileri sübvanse eder. Sistemin temeli budur. Eğer kaydını yaptıran herkes devamlılık gösterseydi, ne binecek boş bir bisiklet bulabilirdiniz ne de kayıt yaptırabilirdiniz. Ve tabii ki, tüm kolej futbolu piyasası, ulusal ligde oynamaya can atan ancak hiçbir zaman bu imkanı yakalayamayan oyuncular piramidi üzerine kuruludur.

Başarı Merdiveni

Bırakmanın ahlaki olarak başarısızlık olduğuna inanarak büyürsünüz. Bırakma siz de aşağı-doğru çöküş anı gibi bir his yaratır, sanki kendi gözlerinizin içine bir an için bakıp gözünüzü kapamışsınız gibi gelir. Elbette elinizden geleni denersiniz. Ama bir türlü olmaz. Aslında bırakma ya da bırakmama meselesine bir yükselme fırsatı olarak bakılmalıdır. Başarısızlığın utancından kaçmakla alakalı bir şey olmadığı görülmelidir. Daha da önemlisi umursamadığınız ya da alelade olduğunuz bir işi bırakarak ya da daha da iyisi Cul-de-Sac’ı terk ederek, gerçekten değecek bir Dip’e kendinizi yöneltmeniz için imkanlarınızı özgür bıraktığınızı unutmayın. Eğer bırakacaksanız, hiç başlamadan bırakın. Sistemi reddedin dünyanın en iyisi olamayacağınızı fark ederseniz hiç oyuna girmeyin daha iyi.

Bir süper star olabilmek için sıra dışı bir şeyler yapmalısınız.

Bir süper star olabilmek için sıra dışı bir şeyler yapmalısınız. Dip’ten sadece canlı çıkmaya bakmayın, ayrıca Dip’e sıra dışı bir şeyler yaratmak için bir fırsat olarak değerlendirin, öyle ki insanlar size yardım edemeseler de, bu konuda konuşsunlar bunu tavsiye etsinler ve evet bunu seçsinler. Bir daha kendinizi bırakacakmış gibi hissetmeye başladığınızda, önünüzde sadece iki seçenek bulunduğunu bilin: Bırakmak ya da sıra dışı olmak. Ortalama olmak kaybedenlere göredir. 

Bir araştırmaya göre, satış elemanları bir müşteri adayı ile takriben beşinci diyaloglarından sonra denemekten vazgeçmektedirler. Beş seferden sonra satış elemanı, vaktini ve diğer müstakbel müşterileri kaybettiğini düşünerek bu müşteriyi bırakıp işine devam etmektedir. Ve elbette araştırma müşterilerin yüzde seksenini yedinci teşebbüste alım yaptığını göstermektedir. Tabii satış elemanı bu kadar dayanabilirse!

Ürününüzün dünyanın en iyisi olduğundan emin olabilirsiniz, ama dışarıdaki ufak bir grup haricinde kimse bunu umursamıyor olabilir. Tüketici sizin ne kadar yeni şeyler ortaya koyduğunuzdan çok, standartlara sahip, test edilmiş, pahalı olmayan ve kullanıma hazır olmasını beklerler. Dolayısıyla pazardaki Dip, kabul görebilmektir. Problem şu ki, çok küçük bir izleyici kitlesi tamamıyla yepyeni bir şey bekliyor. Çoğu insan test edilmiş, belgelenmiş ve onaylanmış şeyi bekliyorlar. 

Eğer niyetiniz büyümekse ve doğru iş sahalarına yatırım yapmak için kaynaklara sahip olmak istiyorsanız, bir ürünü ya da bir özelliği ya da bir tasarımı terk etmeniz gerekecektir (buna mecbursunuz) ve bunu düzenli olarak yapmak zorunda kalacaksınız.

Seth Godin – “Dip”

Kaynak: Seth Godin (2008) Dip. (Çeviren: Demet Küçük) Profil Yayıncılık, İstanbul.

Kişisel Motivasyon Teknikleri: 60 Özel Teknikle Motivasyon Gücünüzü Artırın

Motivasyon Videoları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir