McClelland’ın Gereksinimler Kuramı (McClelland’s Theory of Needs)

McClelland’ın Gereksinimler Kuramı (McClelland’s Theory of Needs)

 

David C. McClelland’ın “Gereksinimler Kuramı”, Henry A. Murray’ın 1938 yılında ortaya attığı ve insan davranışlarının nedeni oluşturduğunu ifade ettiği 20’nin üzerindeki bir dizi gereksinimden yalnızca başarı, güç ve yakın ilişki gereksinimlerini içeren bir kuramdır. McClelland bu üç gereksinimden genellikle başarı gereksinimi üzerinde yoğunlukla çalışmış olsa da, birçok araştırmasında bu üç gereksinimi birlikte test etmiştir.
McClelland (1961), davranışı şekillendiren bu gereksinimlerin önemini, kişilerarası ilişkilerde, akademik başarıda, hayat tarzının seçiminde ve iş performansı üzerindeki etkilerinde görülebileceğini belirtmiştir.

 

1. Başarı Gereksinimi: Murray (1955) başarı gereksinimini (nAch), “zorlukların üstesinden gelme, gücü kullanma, zor olan şeyleri mümkün olduğunca hızlı ve iyi bir şekilde yapmak çabası”na duyulan bir arzu ya da eğilim olarak tanımlamıştır. McClelland (1976) ise başarı gereksinimini; “iyi iş yapma ya da bir kusursuzluk standardıyla rekabet etmenin önemli olduğu eylemlere yönelme” olarak tanımlamıştır. Bu yaklaşıma göre, başarı güdüsü, zor bir işin üstlenilmesi, belirsizlikle yüzleşme ve kişinin performansının sonuçları için kişisel sorumluluk alması gibi davranışlarıyla dışa vurulmaktadır (Sagie ve Elizur, 1999: 376).
     Araştırmalar yüksek başarı güdüsüne sahip olan bireylerin belirli şekillerde hareket etme eğiliminde olduklarını göstermektedir. Buna göre bu bireylerde şu gibi özellikler görülecektir (McCelland, 1961, 1965):
  • Yüksek başarı gereksinimine sahip bireyler, ne büyük ne de küçük riskler almayarak, başarılarını hesaplanan riskler alarak göstermek ihtiyacı hissetmektedirler
  • Bu bireyler, hedefledikleri amaca doğru hangi düzeyde ulaştıklarını anlamak için hızlı ve kesin şekilde bir geri bildirim alma ihtiyacı duymaktadırlar.
  • Bu kişilerin başarıyla motive olmaları ve başarıdan büyük haz duymaları sıkça görülmektedir.
  • Bu bireyler zihinlerini sürekli şeklide hedeflerindeki işle meşgul etmektedirler.
  • Başarıya hedeflenen kişiler olarak kişisel sorumluluk almakta son derece kararlıdırlar.
McClelland (1961), başarı gereksinimine yönelik makro önermeler de getirmiş ve “The Achieving Society” adlı kitabında, ülkelerin o günkü ekonomik gelişmişlik durumu ile o ülkelerdeki ölçülen başarı güdüsü düzeyleri arasındaki ilişkinin bir dizi kanıtını ortaya koymuştur. Farklı ülkelerde yaptığı çalışmaları kullanarak girişimciliği, başarı motivasyonunu ekonomik büyüme ve gelişmeye dönüştüren bir araç olarak tanımlamıştır. McClelland (1961) sonuç olarak bazı toplumlardaki sosyalleşme sürecinin yüksek bir başarı güdüsü yaratması nedeniyle, o toplumların daha fazla sayıda girişimci çıkarabildiğini ifade etmiştir.

 

2. Güç Gereksinimi: Güç (erk) gereksinimi; “…başkalarını etkileme araçlarını denetleme yoluyla kişinin doyuma ulaşma eğilimi” olarak tanımlanabilir (McClelland ve Winter,  1969; 38). Yüksek güç gereksinimi içindeki bireyler, kendi çevresini, finansal ve maddi kaynakları, bilgiyi ve diğer insanları kontrol altına alma arzusu göstermektedir (McClelland ve Burnham, 1976).

 

Alfred Adler, uzun zaman önce gücün, tüm insan aktivitesinin büyük bir hedefi olduğundan bahsetmiştir. Adler insanın tabiatının, bir kişinin kendi üzerinde sahip olduğu güçleri kontrol etmek için edinimi aracılığıyla öğrendiği ve kişinin tatmininin tam olarak onun çevre üzerinde etkide bulunabilme yeteneğine dayandığı bir şey olarak görmüştür (Birch ve Veroff, 1966: 76).

 

Winter (1991), güç gereksiniminin altı temel göstergesini şöyle belirtmektedir (Apospori vd., 2004: 147) :
  • Diğer insanlar üzerinde etkisi olabilecek oldukça güçlü davranışlar.
  • Özellikle bilgi toplayarak ya da başkalarını gözetleyerek, kontrol ya da denetim oluşturmak.
  • Etki etmeye kalkışmak, bir konuya inandırmaya, kabul ettirmeye, ya da bunu kanıtlamaya çabalamak.
  • Açıkça istenmese bile tavsiyede bulunmak, desteklemek ya da yardım etmek.
  • Başkalarını etkilemek; ve
  • Başkalarının hareketlerine güçlü duygusal tepkiler göstermek.
3. Yakın İlişki Gereksinimi: Yüksek yakın ilişki gereksinimi içindeki birey, sosyal ilişkilerini sürdürerek daha fazla zaman geçirmekte, gruplara katılarak, sevilmeyi ve benimsenmeyi tercih ederek bu ihtiyacını gidermektedir (Kreitner ve Kinicki, 2004: 267). Böyle bir gereksinime güçlü bir biçimde sahip olan kişi, diğerleriyle olumlu duygusal ilişkiler arama yolundadır. Bu ilişki “arkadaşlık” sözcüğüyle açıklanabilir. Diğerlerini sevme, onlar tarafından benimsenme ve sevilme ya da affetme ve affedilme eğilimleri, kişilerarası ilişkilerin bozulmasına tepkide bulunma, bozulan ilişkileri yeniden sağlamaya çalışma, yakın ilişki gereksiniminin belirtileri olarak gösterilebilmektedir (Can, 1985: 71).
Yakınlık gereksinimi yüksek olan kişiler için başka insanların varlığı gereklidir. Bu gibi kişiler başkalarıyla iletişimde bulunmak, onların duygularını anlamak isteyecek, iyi kişilerarası ilişkilerden kurulu bir ortam içinde rahat edeceklerdir (Onaran, 1981: 215). Winter (1991), ilişki kurma gereksinimin dört temel göstergesini şöyle belirtmektedir (Apospori vd., 2004: 147):
  • Diğer insanlara karşı, olumlu, arkadaşça ya da çok yakın duygular göstermek.
  • Arkadaşça bir ilişkinin aksaması ya da kesilmesi konusunda olumsuz duygular hissetmek, ya da tekrardan bu ilişkiyi canlandırmayı istemek.
  • Yakın ilişkiye dayalı davranışlar göstermek; ve
  • Yardım etmek, yardımcı olmak gibi geliştirici davranışlarda ve cana yakın ilgide bulunmak.
Evrimsel dönemlerde böyle bir gereksinimin, hem hayatta kalma hem de üreme faydalarını taşıması gerekmekteydi. Gruplar kaynakları paylaşırken, üyelerini dış tehlikelere karşı koruma ve eşleşmeyi olanaklı kılma gibi faydaları bulunmaktaydı (Beck, 2004: 378).

 

McClelland, yakın ilişki, güç ve başarı gereksiniminin öğrenilebilir olması nedeniyle, statik bir hiyerarşik düzen içine uygun düşmeyeceğini (örn, Maslow’daki gibi) iddia etmiştir. Bunun nedeni, farklı kişilerin farklı düzeylerde farklı gereksinimler hissetmekte olmalarından ileri gelmektedir. Bu yüzden, güdüler arasında “tatmin-dizisi” ya da “engelleme-gerileme” ilişkileri mevcut değildir (Northcraft ve Neale 1990: 142). Maslow ve diğer araştırmacılar güdülerin içgüdüsel olduğunu öne sürerken, McClelland’ın bu çalışması güdü veya gereksinimlerin gelişmesinde iş dışındaki sosyal çevre bağlamının önemine vurgu yapmıştır (Brooks, 2003: 60).

 

McClelland tarafından formüle edilen başarı güdüsü kuramı zaman içinde iki revizyona uğramıştır. İlki Atkinson (1957) tarafından geliştirilen risk alma modelidir. Bu modele göre başarı durumundaki meydan okuma düzeyini belirlemede, “güdünün kuvveti”, “başarı ya da başarısızlık (beklenti) olasılığı” ve “başarı ya da başarısızlığın (valance) özendirici değeri”, çarpılarak bir birleşim oluşturmaktadır. İkinci ve daha belirgin değişiklik Atkinson’un bir öğrencisi olan Bernard Weiner tarafından yapılmıştır. O da güdüleri, başarı ve başarısızlık durumlarına yönelik belirli nedensel yüklemeler yapma eğilimleri olarak yeniden düzenlemiştir (Thrash ve Eliot, 2001: 3).

Referanslar

Motivasyon Kuramına Giriş

Motivasyon (Teorileri) Kuramları

Murray’in Öğrenilmiş Gereksinimler Kuramı (Manifest Needs)

Maslow’un Gereksinimler Hiyerarşisi Kuramı (Hierarchy of Needs)

Alderfer’in E.R.G. Kuramı (Existence-Relatedness-Growth Theory)

Herzberg’in İki-Faktör Kuramı (Two-Factor Theory)

McClelland’ın Gereksinimler Kuramı (McClelland’s Theory of Needs)

Kapsam Kuramlarının Karşılaştırılması

Beklenti Kuramı (Expectancy Theory)

Adams’ın Ödül Adaleti ve Eşitliği Kuramı (Equity Theory)

Locke’un Amaç Saptama Kuramı (Goal Setting Theory)

Koşullanma Kuramı (Reinforcement Theory)

Nedensellik Yükleme / Atfetme Kuramı (Attribution Theory)

Heider’in Nedensellik Yükleme Kuramı

Nedensellik Yükleme Süreci

Weiner’in Nedensellik Başarı Kuramı

Başarı Güdüsü ve Nedensellik Yükleme İlişkisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir