Sınırları Zorlamak

En iyi arkadaşlarımdan Brian Lee’nin genç bir ordu mensubuyken, hayata bakış açısını değiştirmesine neden olan, kendisinin anlattığı şaşırtıcı bir öyküyle başlayalım.

Eğitim kuruluşuna katılmamla başlayan basit bir öykü bu. Orada, alaycı tavırlarla konuşan bir çavuş vardı. “Eğitim kampına hoş geldiniz. Şimdi yapacağımız şey etrafta küçük bir tur atmak. Sizden istediğim üniformalarınızı ve askeri botlarınızı giymeniz. Ha, aklıma gelmişken küçük sırt çantalarınızı da taşımanızı istiyorum. Ayrıca sayacağım şeyleri de çantanıza koyun…”

Çavuş birçok malzeme saydı ve bütün o malzemeler oldukça ağırdı. “Bu saydıklarımı on dakika içerisinde yapmanızı ve benimle on dakika burada buluşmanızı istiyorum. Tank yolunda küçük bir koşu yapacağız.”

Buradaki tank yolu, tankların engebeli arazide eğitim yapabilmesi için düzenlenmişti. Sekiz – on metre yüksekliğinde birçok tepecik vardı. Bu yolda ağır çantalarımızla koşmak zorundaydık. Parkuru koştuk, tükenmiş bir şekilde geri döndük ve çavuş,  “Bu birkaç millik teçhizatlı koşu çalışmasının amacı, ortalama bir formunuz olup olmadığını test etmekti. Eminim ki bunu başarabildiğiniz için sizler de mutlusunuzdur,” dedi.

Ve herkes göğsü kabararak, “Çok mutluyuz,” diye bağıdı. “İyi o zaman, geçekten ne kadar formda olduğunuzu göstermeniz için bir tur daha koşacağız”. Kimse bir şey söyleyemedi; çünkü böyle durumlarda bir şey söyleyemezsiniz; bayılmak ya da ölmek üzere olsanız bile. Ve devam ettik. Dağılmış ve bitkin halde parkuru koşup geri döndüğümüzde aradan 45 dakika geçmişti. Ayakta durabilmek için herkes bir diğerine yaslanıyordu. “İşte buradasınız!” dedi çavuş. “Gerçekten neler yapabileceğiniz hakkında hiçbir fikriniz yok. Eminim hepiniz çok şaşırdınız. Koşuya başlamadan önce yapmayı düşündüğünüzde en az iki katını yapabileceğinizi kanıtlamış oldunuz! Hepiniz buradasınız ve iyi durumdasınız. Aynı fikirde miyiz?”

“Evet, doğru, hepimiz buradayız ve bir tur koşmayı bile düşünmüyorken iki tur koştuk,” diye mırıldandık.

“İyi, gidip çayımızı içmeden önce yarım bir tur daha atalım,” dedi. Herkes onun şaka yaptığını zennetti ama o şaka yapmıyordu. Bizi başka bir yola çıkardı ve yarım bir tur daha attık. Döndüğümüzde tamamen bitik durumdaydık.”Bakın çocuklar, attığımız üçün turun gerçekten çok basit bir mesajı var. Ne yapabileceğiniz konusunda ne düşünürseniz düşünün, kat kat fazlasını yapabilirsiniz. Bazılarınız için bunu yapmak, yarı yarıya fazlasını yapmak, bazıları için %10 fazlasını yapmak ve bazıları içinse on kat fazlasını yapmış olmak anlamına gelebilir. Düşündüğünüzün iki buçuk katı fazlasını yapmış durumdasınız. Bu da %250 bir artış demektir. Birçoğunuz içinse %300’lük bir artış ki tamamen mümkündür. Bunun mümkün olduğunu, aslında çok da hazır olmamıza rağmen ispat ettiniz. Bu kendiniz için yapabileceğimiz bir şey. Şimdi gidelim ve çaylarımızı içelim”.

İşte bu kadar basitti. Sonraları gerçek mesajı daha iyi anladım. Fikir çok basitti: İnsanoğlu, bileri gelip de bizi daha yüksek seviyelere çıkmaya zorladığı zaman yapabileceğine inandığının çok daha fazlasını yapabilme yeteneğine sahiptir.

Tony Buzan  – “Fiziksel Zekânın Gücü”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir