Kendinizi Güçlü Tutacak 10 Düşünme Modeli

Kendinizi Güçlü Tutacak 10 Düşünme Modeli

Bu bölümde, özellikle zor zamanlarda kullanabileceğiniz düşünme becerilerinden bahsediyorumBirazdan sizlerle paylaşacağım 10 düşünme modelini içselleştirdiğinizde, sorunlarla daha iyi şekilde baş edebilecek ve çok daha etkili bir düşünme becerisi kazanmış olacaksınız. Hazırsanız, neyi nasıl düşünmemiz gerektiği üzerine düşünmeye başlayalım.

Bir problemle karşılaştığımızda, endişe duyduğumuzda veya korku duyduğumuzda, zihnimiz çoğu zaman kilitlenir ve normalden daha etkisiz düşünmeye başlarız. İşte bu gibi durumlarda düşünme modellerine ihtiyaç duyarız. Bunları, kendimizi kötümser, çaresiz ve tükenmiş hissettiğimizde ya da daha etkin şekilde düşünmeye ihtiyaç duyduğumuz durumlarda kullanabiliriz. Bu düşünsel araçlar sayesinde kendimizi daha iyi hissedebilir ve daha güçlü bir zihin yapısına kavuşabiliriz. Böylece hedeflerimize daha emin adımlarla ilerleyebiliriz.

 

Düşünme modellerinin daha iyi anlaşılması için özlü sözleri kullandım. Bilgelik taşıyan bu sözleri, düşünsel modelleri simgeleyen sistematik araçlar olarak görebiliriz. Zihniniz korkulu, endişeli ve çaresiz düşüncelerle dolup taştığında, kendimizi bu düşünce modelleriyle destekleyerek düşünme sürecinizin tekrar etkin şekilde işlemesini sağlayabilirsiniz.

Düşünme modellerinin her biri bazen bir sözle, bazen de sözler demetiyle temsil edilmektedir. Videodaki sözleri, benzerlerinden ayıran bazı ortak özellikler bulunmaktadır: Sözler genel itibariyle; pozitif, güçlü, umut veren ve çözüm odaklı olmalarının yanında, hemen herkes tarafından doğruluğu kabul edilebilecek nitelikte ifadeleri içermektedir.

Bu videodaki bilgilerden bir rehber olarak faydalanabilirsiniz. Buradaki bilgiler ile hangi alanda sorun yaşadığınızı fark edebilir ve ihtiyaç duyduğunuz zihinsel düzenlemeyi kolayca yapabilirsiniz. Ayrıca, zihinsel etkinliğiniz azaldığında tekrar güç kazanmak için, öncelikle hangi konuda sorun yaşıyorsanız ilgili kısımdaki sözleri kendi kendinize tekrar ederek telkin şeklinde uygulayabilirsiniz. Tüm bu açıklamaların ardından 10 düşünme modelini sırasıyla anlatmaya başlayalım.

1- Güzel Düşünün, Güzel Yaşayın

Louise L. Hay’in ifadesiyle: “Beden, hayattaki her şey gibi, içsel düşüncelerimizin ve inançlarımızın bir aynasıdır. Vücudunuzdaki her hücre, düşündüğünüz her düşünceye ve konuştuğunuz her kelimeye karşılık verir.” Önemli olan ne kadar zeki olduğunuz değil, zihninize hangi düşüncelerle yön verdiğinizdir. Hayatınızda aradığınız mutluluğu, sağlığı ve başarıyı yakalamak için nasıl düşünmeniz gereklidir? Tüm bunlar için olumlu ve iyimser düşünme modelini kullanmanız elzemdir. Çünkü olumsuz bir zihinle olumlu bir hayat süremezsiniz. (Joyce Meyer). Daha etkin düşünebilmek için nasıl düşünmeniz gerektiği üzerine düşünün. Pozitif düşünmek için olayların pozitif yönlerine dikkatinizi odaklamaya çalışmanız yeterlidir. Şunu unutmayın: Tekrar iyi hissetmekten sadece bir düşünce uzaktasınız. (Paul Ferrini)

2- Hedef Odaklı Düşünün

“Kendini bir amaca adadığın andan itibaren sıradan birisi olmanın ötesine geçersin. Artık bambaşka bir kişisindir.” (Liam Neeson) Değerli ve güçlü hedefler hayata anlam kazandırır. Gerçek potansiyelinizi ortaya çıkaran yegane şey, hedef odaklı düşünmektir. Hedef odaklı düşündüğünüzde, hayatınızda yer alan her şey o hedefe ulaşmanız için bir faydaya dönüşebilir. Aynı zamanda değerli bir hedefin peşinde koşan insan, yolun sonunda hedefinin onu dönüştürdüğü şey için müteşekkir olacaktır. “Neyi arzuluyorsanız bütün dikkatinizi onun üzerinde yoğunlaştırın; eninde sonunda gerçekleştiğini göreceksiniz.”  (Steve Chandler)

3- Eylem Odaklı Düşünün

Beklersen, sadece sana geleni alırsın; ama eğer gidersen, istediğin her şeyi… Eğer bir filozof değilseniz, eylemsiz düşünmek size bu dünyada pek de bir fayda sağlamayacaktır. Hatta çoğu zaman sorunlarınıza daha fazla sorun katacaktır. Büyük düşünmekten daha etkili olan bir şey varsa, o da bu konuda küçük bir adım atmaktır. Alan Cohen’in ifadesiyle “Başlamak için koşulların mükemmel olmasını beklemeyin. Başlangıç, koşulları mükemmel hale getirecektir.” Ve şunu unutmayın: “Şu anki şartlarınız nereye gidebileceğini belirlemez; sadece nereden başlayacağınızı belirler.” (Nido Qubein). Ayrıca kendinizi kaygılı düşünceler içinde bulduğunuzda ya da bir konuda kararsız kaldığınızda, bununla ilgili düşünmeye devam etmek yerine, kendinize hemen bu konuda yapabileceğim en basit şey nedir diye sorun ve ardından o küçük adımı atın. Hem rahatlayacak hem de sonrasında yeni bir gerçeklik ortaya çıktığı için düşünceleriniz artık daha farklı olacaktır.

4- Sorunları Fırsata Dönüştürün

“Yaşamınızdaki her sorun, içinde bir armağan saklar.” (Richard Bach). Zihninizi sorunların arkasındaki fırsatları görmek için eğittiğinizde, artık karşınıza çıkan şey, bir armağanlar demeti haline gelecektir. Böylece tüm tehlikeler, cesaretinizi göstermeniz için bir fırsata dönüşecek veya tüm başarısızlıklar Henry Ford’un deyişiyle sadece daha zekice başlama fırsatından başka bir şey olmayacaktır. Peki, zorlukların arkasındaki fırsatları nasıl görebiliriz? Öncelikle şu bilgiyi dikkate alarak: Ortalama bir zihin, neden-sonuç ilişkilerini kısa bir zaman aralığında kurduğu için uzun zamana yayılmış ilişkileri fark etmekte zorlanır. Onu ancak zaman geçtikten sonra geriye bakarak anlayabilir. Böylesi durumlarda, öncelikle hedef odaklı ve eylem odaklı düşünmek gereklidir. Ayrıca örneğin on yıl sonraki olumlu geleceği hayal edip, oradan kendinize bakmayı deneyebilir ve şu anda yaşadığınız sorunun ileride size ne gibi faydalar sağlayabileceğini fark edebilirsiniz.

5- Sonuna Kadar İsteyin

“Sadece güneşli günlerde yürürsen hedefe ulaşamazsın.” (Heaven & Earth) En son ne zaman bir şeyi yürekten istediniz? Bunu anlamanın bir yolu da onun için ne kadar çok çaba gösterdiğiniz olacaktır. Çoğu zaman işler yolunda gitmeyecektir. İşte böylesi zamanlarda, sızlanıp durarak veya şikayet ederek zaman kaybetmemeniz gereklidir. Çünkü hedeflerine hiç durmadan ilerleyen insanlar, hiçbir mazereti kabul etmeyen zihinsel bir kararlılık gösterirler. Tüm hataları birer öğrenme deneyimine dönüştürürken, tüm engelleri hedeflerine yükselmek için birer basamak olarak kullanırlar.

6. Korkusuz Düşünün

Korku aklın katilidir der, Frank Herbert. Korkuyla beslenmiş bir zihin, aslında ilkel bir yaşam formundan farksızdır. Ondan yaşama dair olumlu bir şey beklemek neredeyse imkansızdır. Zaman zaman hepimiz korkuyu içimizde hissederiz. Ancak bu durum uzun zamana yayıldığında, düşünsel becerilerimiz zayıflar ve etkinliğimizi kaybetmeye başlarız. Böylesi durumlarda korkuyu hem kalbimizden hem de zihnimizden söküp atmamız gereklidir. Çünkü yaşam, korkunun bittiği yerde başlar. (Osho) Korku gittiğinde geriye kalan tek şey, aydınlık bir zihin olacaktır. Gandhi’nin deyişiyle “Korkmayı reddedersen, seni korkutacak bir şey kalmaz.” Korkmayı bıraktığınızda, neler yapabileceğinizi bir hayal edin… “İstediğimiz her şey, korkunun diğer tarafındadır.” (George Adair) Ayrıca kendimizle ilgili tüm zihinsel sınırlar hep korkuyla ilgilidir.  Ve her biri zamanında öğrenilmiş veya öğretilmiştir. Zihnin sınırları aşıldığında ise gerçek potansiyelinizi keşfedersiniz. Çünkü yaşamındaki sınırlar yalnızca sizin belirlediklerinizden ibarettir.” (Epiktetos)

7- Kendinize Güvenin

“Kendinize o kadar güçlü olacağınıza söz verin ki, hiçbir şey huzurunuzu bozamasın.” Christian D. Larson. Güç ve güveni dışarıda bir yerlerde değil, içinizde arayın ve orada bulun. O zaman onu sizden kimse alamaz. Güvensiz hissettiğinizde düşünceleriniz etkisiz hale gelir, inandırıcılığını yitirir. Özgüven kazanmanın en önemli yolu ise çok çalışmaktır. Yaşamınızda kendi kontrolünüzde olan şeylere odaklanmaya çalışın. Elinizdekilerle yola çıkın, sahip olduğunuz şeyi kullanın, yapabildiğiniz şeyi yapın! (Özgüven Kazanma Yolları Video Eğitimi)

8- Yaratıcı Olun, Farklı Düşünün

“Eğer bir şeyi problem olarak algılıyorsanız, algılamanız problemdir.” (Joyce Chapman). Hayattaki her şey sizin algınızla ilgilidir. Louise L. Hay’in deyişiyle “Ben problemleri çözmem. Önce düşünce sürecimi çözümlerim, sonra da problemler kendiliğinden çözülür.” Yaşadıklarınız sizin algı süzgecinizden geçerek bir anlam kazanır. Bir durumun sizce nasıl anlam kazandığı, o durumun kendisinden daha önemlidir. Sizin için anlam değiştiğinde, her şey değişecektir. Daha etkin bir düşünme pratiği için, yaşadığınız bu sorunun işlevi nedir, bana ne öğretmeye çalışıyor diye sorabilirsiniz. Ayrıca sürekli aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek yerine, yaklaşım tarzını değiştirerek esnek düşünme becerisi göstermek en iyi sonucu almanızı sağlayacaktır. Unutmayın “Bu dünyada yol alan kişiler, ayağa kalkıp istedikleri koşulları arayan ve bulamadıklarında yaratan insanlardır.” (George B. Shaw) (Yaratıcılık Üzerine En İyi Sözler)

9- Değişime Açık Olun

Yaşamda değişim kaçınılmazdır. Eğer içinizden değişmezseniz, dışarıdan değişmek zorunda kalırsınız. Ki, bu çok daha zordur. Düşünceleriniz, bir nehir gibi akmalı ve asla bir durgun sular gibi olmamalıdır. Değişik, farklı, sıra dışı düşüncelere açık hale geldiğinizde, zihinsel etkinliğiniz çok daha fazla olur. Bunun için kullanabileceğiniz bir yöntem ise, farklı bir çevrede yaşamış veya bambaşka bir toplumda doğmuş olsaydınız, yaşadığınız bu duruma nasıl yanıt verebileceğinizi düşünmek olacaktır. Örneğin, kabul edilemez bulduğunuz bir düşünceyi ele alın ve onu sizin gibi düşünen birisine karşı savunduğunuzu hayal edin. “Nasıl gördüğünü değiştir, nasıl değiştiğini gör!” (Buddha) (Kişisel Değişim Yönetimi)

10- Her Şey Mümkün Olabilir, Yeter ki İçinde Umut Olsun

Mustafa Kemal Atatürk, umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır demişti. Umut geleceğe dair olumlu beklentidir. Aslında umut etmek, umutla düşünmek demektir. Eğer umutlu değilsek, düşünsel etkinliğimiz dibe vurmuş demektir. Hatta umutsuz olduğumuzda düşünmeyi bile bir kenara bırakırız. Ancak biliyoruz ki, hayat sürdüğü sürece umut var olmaya devam edecektir. Bizde yoksa bile, birilerinde, bir yerlerde mutlaka olmayı sürdürecektir. Geleceğe dair açık bir zihinle bakmayı başardığımızda umut ışığını her daim görebilirsiniz. (Umut Etmenin Gücü Video Eğitimi)

Şunu unutmayalım ki, yaşamımızda ne kadar büyük zorluklarla karşılaşsak da, hiçbiri, ulu önder Atatürk’ün liderliğinde Türk ulusunun verdiği milli mücadelenin yanından dahi geçemeyecektir. O yüzden siz de Norveçlilerin söylediği gibi yapın, çaresiz kaldığınızda, Atatürk gibi düşünün!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir