Topluluk Önünde Konuşma Sanatı ve Etkili Sunum Yapma Teknikleri

Topluluk Önünde Konuşma Sanatı ve Etkili Sunum Yapma Teknikleri

Topluluk Önünde Konuşma Sanatı ve Etkili Sunum Yapma Teknikleri

Topluluk önünde konuşma yapmak, hayatın her alanında gerekli olan yaşamsal bir beceridir. Etkili bir yaşam sürebilmek adına insanlarla iletişim kurmak, onlara hitap etmek ve onları bir şeylere ikna etmek durumunda kalırsınız. Dolayısıyla bunları başarılı bir şekilde yapabiliyor olmak, yaşamdaki hedeflerinize ulaşmak ve etkin sonuçlar almak açısından gereklidir.

Bir topluluğa sunum ve konuşma yapmak, ciddi bir hazırlık sürecine ihtiyaç duyar. Hazırlık aşaması, teorik ve pratik hazırlık şeklinde iki ana kısma ayrılabilir. Teorik hazırlık, ne anlatacağınızı planladığınız, pratik hazırlık ise bunu nasıl anlatacağınızı tasarladığınız aktivitelerdir. İşte bu yazıda, etkin bir sunum hazırlayarak onu en iyi şekilde sunmak adına faydalı bilgiler ve teknikler bulacaksınız.

1. Sunuma Teorik Hazırlık

Sunum yapmak, bir amaç doğrultusunda hazırlanan uygun içeriğin konuşmacı tarafından doğru araçlarla en etkin şekilde gerçekleştirilmesini ifade eder. Bu sürecin ilk adımı, konuşmanın yapılacağı topluluğa en uygun sunum içeriğini hazırlamakla başlar.

1.1. Sunum İçeriğinin Oluşturulması: Sunum içeriğinin oluşturulması iki temel adımı kapsar. İlki, sunumun arka plan metninin hazırlanması ve ikincisi de bu içeriğin o süreçte ne şekilde sunulacağıdır. Sunumlar, sürecin uzunluğuna göre, kısa süreli sunumlar (15 dakika -1 saatlik seminerler) ve uzun süreli sunumlar (günlük eğitimler) olmak üzere iki farklı şekilde yapılabilir. Etkin bir sunum içeriğini oluşturmak için seminerlerde 10-20 sayfa, günlük eğitimlerde 30 – 40 sayfalık doğrudan kullanabileceğiniz kaliteli bir dokümana ihtiyacınız olacaktır.

1.2. Sunum Planı Hazırlamak: Sunum içerikleri genel dokümanlardır. Bunun seslenilecek kitleye uygun hale getirilmiş versiyonuna sunum planı denilir. Sunum planı, konuşmacının, sunumun hemen öncesi ile başlayıp sunumun sonuna kadar paylaşmayı amaçladığı sunum akışıdır. Normal şartlar altında pek çok sunum bu program dahilinde gerçekleşse de, başarılı bir sunum için, tüm aksiliklerin göz önünde bulundurulduğu alternatif planlar da yapılmalıdır.

Bu süreçte konuşmacı, hazırladığı sayfalarca dokümanın katılımcılarla hangi kısımlarını hangi sırayla paylaşacağını planlar. Katılımcıların özellikleri, fiziksel koşullar dikkate alınarak sunum süreci planlanır. Sunum planı, sayfaya not alınarak hazırlanabileceği gibi, powerpoint sunusu temel alınarak da hazırlanabilmektedir. Genel içerik hazırlanmadan bir sunum planının oluşturulması zorluklar yaratabileceği için, öncelikle genel içeriğin oluşturulmuş olması gerekmektedir.

2. Sunuma Pratik Hazırlık

Sunumlara hazırlık, birkaç farklı faktörün sinerjik olarak bir araya getirildiği önemli ve ciddi bir süreçtir. Bir sunum, ne anlatacağınızın hazırlandığı teorik hazırlığın yanında, bu sunumu nasıl yapılacağının pratik hazırlık gerçekleştirilir. Pratik hazırlığın büyük kısmı, sunum tekniklerinin içselleştirilmesi aşamasını kapsar. Bir kısmı da sunuma fiziksel ve zihinsel hazırlık yapılmasını içermektedir.

Etkin bir sunum, konuşmacının hazır ve rahat bir zihin yapısında olduğu durumlarda gerçekleşir. Özelikle zihinsel hazırlık kısmında, kendinizi rahat bir zihin yapısında tutmanız, gerginliğinizi ve heyecanınızı kontrol edebilmeniz önemlidir. Sunumuza etkin şekilde hazırlanmak için, yaratıcı imgeleme / imajinasyon yaparak zihninizde canlandırma pratikleri yapabilirsiniz. Sunum anınızın her bir karesini gözünüzde canlandırarak zihninizde anılara dönüştürmeye çalışmalısınız.

Fiziksel hazırlık sürecinde, gerçek sunum için küçük pratiklerin ve tekrarların yapılması mutlaka gereklidir. Bunun için ayna karşısında konuşmalar yapmak, video çekimleriyle kendinizi izlemek ve küçük bir grubun önünde konuşmalar yaparak onlardan geri bildirim almak büyük fayda sağlayacaktır.

Bunun yanında, sunuma kadar kendinizi fit bir durumda tutmanız önemlidir. Sunuma kadar beslenmenize ve uyku düzeninize dikkat etmelisiniz. Bazı sunumlar, oldukça enerji harcamayı gerektiren yorucu aktiveler olabilmektedir. Böylesi zamanlarda kendinizi fiziken ve zihnen sağlıklı bir durumda tutmanız elzemdir. Düzenli olarak spor yapıyor olmanız ve bedenen güçlü bir durumda olmanız faydanıza olacaktır. Ayrıca, stresle baş etmek ve berrak bir zihin yapısına sahip olmak için meditasyon, yoga gibi aktivitelerden faydalanabilirsiniz.

2.1. Etkili Sunum Teknikleri

Bir sunum yaparken etkin performans gösterebilmek için, bilgi yönünden iyi hazırlanmak dışında, sunum tekniklerine ihtiyacınız olacaktır. Etkili bir sunum yapmak için konuşmayı giriş, gelişme ve sonuç olarak üç bölümde ele alabilirsiniz. Her üç bölümde uygulayabileceğiniz sunum tekniklerini aşağıda bulacaksınız. Tüm bu teknikleri pratiğe dökerek, sunumunuzu en iyi şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

Bu kısımda paylaşılan teknikler, sunumunuza içerik olarak iyi bir şekilde hazırlandığınız ve sizin bu sunumu yapmaya tam anlamıyla hazır olduğunuz durumlarda oldukça faydalı olacaktır.

2.1.1. Giriş Bölümü

Bir sunuma başlangıç yapmak oldukça zordur. Ancak sonucu şansa bırakılmayacak derecede önemlidir. Bu yüzden önceden üzerinde dikkatle çalışılmalıdır.

Sunumunuzun giriş kısmı, amacınızı, tezinizi, genel sunum planınızı paylaştığınız aşamadır. Sunumdaki ilk sözlerinize, bir öykü, fıkra ya da espri ile başlayarak dikkat çekmeli ve merak uyandırmalısınız. Bir konuşmacı şu yollarla dinleyicinin dikkatini hemen çekebilir:

Konuşmaya Merak Uyandırarak Başlayın. Dinleyicilerinizin merakını ilk cümleyle artırın ve onların ilgili dikkatlerini kazanın. Söze etki yaratacak bir ifadeyle başlamak insanlarda merak uyandırır ve bunun nedenini öğrenme isteği yaratır. O halde birinci cümleye ilginç şeylerle başlayın. İkinciye veya üçüncüye değil. Birinciye!

Konuşmaya Bir Öyküyle Başlayın. Genellikle konuşmacıların kendi deneyimlerine ilişkin anlattıkları öyküleri dinlemekten hoşlanırız. En deneyimsiz, bir konuşmacı bile öykü tekniği ile merakınızı uyandırmayı ilke edinirse başarılı bir açılış yapabilir.

Özel Bir Örnekle Başlayın. Ortalama dinleyicinin uzun, soyut ifadeleri izlemesi oldukça zordur. Örneklemeleri dinlemek çok daha kolaydır. Öyleyse niçin bir örnekle başlamayasınız?

Bir Şey Gösterin. İnsanların dikkatini çekmenin dünyadaki belki de en kolay yolu insanlara bakabilecekleri bir şey göstermektir.

Soru Sorun. Konuşmaya bir soru yönelterek başlarsanız, dinleyiciyi sizinle birlikte düşünmeye ve işbirliği yapmaya itilir.

• Tanınmış Birinin Sözüyle Başlayın. Önde gelen kişilerin sözleri daima dikkat çekici bir güce sahiptir, öyle ki uygun bir cümleden alıntı yapmak iyi bir konuşmaya başlamanın en iyi yollarından biridir.

Konunuzu Dinleyicilerinizin Çıkarlarına Bağlayın. Doğrudan doğruya dinleyicinizin çıkarlarına hitap edecek şekilde konuşmaya başlayın. Bu, başlangıç için var olan yöntemlerin en iyilerinden biridir. Dikkat çekeceği kesindir. Dikkate değer ve çok önemli şeyler genelde ilgimizi çeker.

Şaşırtıcı Bir Gerçekle Başlayın: Şaşırtıcı gerçeklerin ilgi çekme gücü şaşırtıcıdır. Gerçekler bizi gündüz düşlerimizden uyandırır, yakalar, dikkatimizi çekerler.

2.1.2. Gelişme Bölümü

Giriş bölümü, konuyu ve sizin bu konuya bakış açınızı ortaya koyduğunuz tezinizi içerir. Bu, konuşmanın “anlat onlara ne anlatacağını” kısmıdır. Konuşmanın ortasında yer alan açıklama bölümü de “anlat onlara” kısmıdır. Bu bölümde söyleyeceklerinizi anlatı, sergileme ve retorik yoluyla ya da bunların bir karışımını kullanarak ifade edersiniz. Sonuç bölümünde ise dinleyicilere ne anlattığınızı anlatırsınız. Onları etkileyecek bir sonuca vararak ve baştan beri söylediklerinizi toparlayarak doruğa ulaşırsınız.

• Konuşmanızın tümü, basit ve dolaysız; ama aynı zamanda ilginç olsun. İnsanlar basit ve dolaysız buldukları şeyleri anımsarlar. Aynı zamanda ilginç ve canlı bulduklarını ise daha iyi anımsarlar.

• Katılımcılara mümkün olduğunca fazlaca iletişim kurmaya çalışın. Onlara sorular sorarak ve size sorular sormalarını isteyerek dinleyiciyle karşılıklı iletişim içinde olun. İnsanların sunumunuza katkıda bulunmalarını, konuşmanızın başarısından kendilerini de bir parça sorumlu hissetmelerini sağlayın, ama kontrolün elinizden kaçmasına da izin vermeyin.

• Seslendiğiniz topluluğa uygun, örnekler, hikayeler, yaşadıkları yerle ilgili betimleme ve örneklemler seçmeniz onlara yakın olduğunuzu kendilerine hissettirecektir.

• İnsanlara bir şeyi söylemek, öğrenmeye %25 katkı sağlarken, onlara anlatmak ve göstermek %50, hem anlatıp, hem gösterip bir de uygulatırsanız, akıllarında kalanlar %75 daha fazla olacaktır.

“İnsan konuşacağı şeyden kırk kat fazlasını bilmiyorsa, konuşmamalıdır.” Dale Carnegie

• Her seferinde bir tek kişiyle konuşun ve mümkün olduğunca herkesle göz kontağı kurmaya çalışın. Konuşurken tek bir yerde kalmayın, sahnede dolaşın.

• Dinleyicilerin tepkilerine dikkat edin. Yüz ifadeleri ve beden dili, hedefinize doğru ilerleyip ilerlemediğiniz konusunda size önemli ipuçları verecektir. Konuşmanızı bu tepkilere göre ayarlayın.

• Konuşmanızın bir bölümünde bazı dinleyicilerin şaşırmış gözükerek size bir şey sormak istercesine kıpırdandığını fark ederseniz, şöyle bir şey söyleyebilirsiniz: “Anlatmak istediklerimi tam olarak ifade edebildiğimden emin olmak istiyorum…” Sonra şaşırmış gözükenlerden birine dönüp, “Bu konuda sizlerin de görüşünü öğrenmek isterdim.” diyebilirsiniz. Baktığınız kişi size büyük bir olasılıkla yanıt verecektir.

• Katılımcıların dikkatini kısa bir süre yükseltmek için kullanabileceğiniz bir hile vardır: Önce sesinizin tonunu ve yüksekliğini azaltarak, insanların sizi duymak için kulak kesilmesini sağlarsınız. Hemen sonra de ses tonunu ve yüksekliğini tekrar artırarak, önem verdiğiniz mesajı iletirsiniz.

El Notları ve Sunuların Kullanımı

• El Notları: Çalışma notlarınızı sunumunuzda mutlaka kullanmak durumunda iseniz, onları mümkün olduğunca kısaltın ve büyük harflerle, büyük bir kağıda yazın. Mecbur kalırsanız bunlara göz atın, ama bunu sıkça göstermeyin. Örneğin, bazı insanlar konuşmalarının ilk birkaç dakikasında çok sinirli ve heyecanlı olurlar. Bu nedenle hazırladıkları konuşmayı hatırlayabilmeleri kesinlikle olanaksızdır. Böyle insanların ilk deneyimleri sırasında özet halindeki notlarını ellerinde tutmaları faydalı olacaktır.

• Sunuların Kullanımı: Sunumlar, bilgi aktarılmasının yanında, motive edici, interaktif özellikler taşımalıdır. Sunumların yapılmasında kullanılan bazı araçlar bulunmaktadır. Bu araçlardan en önemlisi powerpoint / ppt sunularıdır. (Örnek Motivasyon Sunuları) Bu sunuların hazırlanmasında bazı temel özellikler bulunmaktadır:

– Slaytlar görselliğin fazla, yazıların az olmasını gerektirir. (İçeriğe ve katılımcı kitleye göre değişse de ortalama bir seminerde 10-15, günlük eğitimlerde 30-40 slayt yeterlidir)

– Slaytların dengeli olarak kullanılması önemlidir. Sunular eğitimin çok önüne geçmemeli ve seyircinin dikkatini dağıtmamalıdır. İnteraktif katılımın sağlandığı sunular, eğitimin etkisini artırır.

“Çeneni çalıştırmadan önce, kafanın motorlarının çalışıp çalışmadığını kontrol et!” Dale Carnegie

– Görsel malzemeden yararlanırken, birkaç küçük, ama önemli noktayı unutmamak gerekir. Birincisi, ışık kaynağıyla perde arasına girmeyin. İkincisi, perdeyi görüntü üzerine konuşurken dinleyicilere arkanızı dönmeyin ve salonun yan tarafında durarak konuşun. Üçüncüsü, zorunlu olmadıkça ya da planladığınız bir dramatik etki için gerekmedikçe, salonun arka kısmında durmayın.

• Kontrolü Bırakmayın: Karşılıklı diyaloğa girerken, kontrolü elden bırakmayın. Bazı dinleyiciler kontrolü ele geçirmeye çalışacaktır. Onları dinleyin ama daha sonra söylediklerini özetleyin ve kaldığınız yerden devam edin. Bu, hem sizinle mücadeleye giren dinleyicinin bu mücadeleyi kaybetmesine rağmen saygı gördüğünü hissetmesini, hem de kontrolün sizde kalmasını sağlar. Kendi konunuzdan ayrılmamayı başarmanın bir başka yolu da, diyaloğun yönünü bir başkasına çevirmektir. Birisi uzun bir yorum yaptığında, başka birini seçerek onun bu konudaki görüşlerini sorabilirsiniz. Konuşmacının dinleyicilerden saygı beklediği gibi, dinleyiciler de konuşmacıdan saygı bekler. Kendinizi, sorduğunuz bir soruya aldığınız yanıtı tartışmamak için eğitin. Tartışma, dinleyicilerin saygısını yitirmenin en hızlı yoludur. Yanıtı dinleyin, aynı fikirde değilseniz bunu belirtin, ama diğer kişinin o fikri savunma hakkını teslim edin. Bu, büyük bir olasılıkla, sunuşunuzun sonunda o kişiyi de kazanmanızı sağlayacaktır.

• Unutkanlığa Karşı Bir Teknik: 

Her türlü hazırlığa ve önleme rağmen, bir çalışan grubuna hitaben yaptığınız konuşmanın ortasında birdenbire zihninizin tamamen boşaldığını ve aniden kendinizi konuşmaya devam edemeyecek bir halde, dinleyicilere boş boş bakarken buluyorsunuz. Son derece korkunç bir durum. Bu tür bir zihinsel kasırgada en iyi kurtarıcı, yeni bir cümleye başlarken en son cümlede kullanılan son kelimeyi, son ifadeyi veya fikri yinelemektir. Bu arada gerçekte söylemeyi planladığınız şeyleri düşünmeyi de unutmayın elbette. Bu sonsuz düşünme zinciri adlı yöntem eğer uzun sürerse konuşmacıyı ilgisiz ve saçma tartışmalara sürükler. Yine de unutkanlıktan dolayı bir süre için çalışmasına ara veren, zarar görmüş zihin için mükemmel bir ilk yardım niteliğindedir.

“Bir insanın yüzünde taşıdığı ifade, sırtında taşıdığı elbiseden daha önemlidir!” Dale Carnegie

• Dinleyici ile yüz yüze geldiğiniz ilk birkaç dakika içinde çabuk gelip geçen korku hissi, biraz şok, biraz endişe deneyimini daima yaşıyor olabilirsiniz. Fakat eğer bir süre direnirseniz, ilk anda yaşadığınız korkunun dışında her şeyi bertaraf edersiniz ve geriye sadece bir ilk an korkusu kalır. İlk birkaç cümleden sonra kontrolü ele alırsınız. Konuşmayı olumlu bir havada, keyifle sunarsınız.

Doğaçlamalar

• Doğaçlama Konuşma Yapmak: Çağdaş sözel yaşamın istekleri, düşüncelerimizi çabucak harekete geçirerek akıcı biçimde söze çevirmeye bizleri zorunlu kılıyor. Bir sunum yapan kişi doğaçlama konuşma yeteneklerini geliştirmek durumundadır.

– Doğaçlama konusunda usta olmak için en iyi yollardan birisi, böyle durumlar için kendinizi zihinsel olarak hazırlamaktır. Bir toplantıda ya da bir konuşmada bulunduğunuz zaman kendi kendinize şimdi konuşmam istense, ne söylerdim diye sorun. Ortaya atılmakta olan önerileri hangi tümcelerle benimser ya da onlara karşı çıkardınız? Kendinizi, her fırsatta doğaçlama konuşmaya koşullandırın.

– Hemen bir örneğe girin. Böylece kendinizi bir sonraki tümceyi düşünme zorunluluğundan bir anda kurtarırsınız. Çünkü deneyimler daha kolay anımsanır. Konuşmanın etkisine girerek ilk anın tedirginliğinden kurtularak, size konunuza ısınma fırsatı verecektir. Ve dinleyicinizin dikkatini bir anda toplayacaksınız.

– Doğaçlama konuşma yapmak zorunda kaldığınızda üretebileceğiniz üç kaynak vardır: (1) Dinleyicinin kendisinden bahsedin. Onların kimler olduğundan ve neler yaptığından bahsederek özgül bir örnek verin. (2) Neden toplandığınız üzerine konuşabilirsiniz. Bir yıl dönümü, yıllık bir toplantı vb. (3) Sizden önce başka bir konuşmacının söylediği özel bir şey için, sevincinizi, onu genişleterek ortaya koyabilirsiniz. En başarılı doğaçlamalar, gerçekten doğaçlama olanlardır.

• Konuşmacı, topluluğun yarısının kendisi gibi düşündüğünü bilse de kesin bir dille konuşmamalıdır. Bu tür saldırgan bir tarz, kendisine bazı oyları kazandırsa bile, daha az kesin davranıp, inandırıcı bir biçimde gerçeği söylemesiyle kazanacağı kitle sempatisini zedeler.

• İyi bir konuşmadaki vazgeçilmez ilk öğe iletişimdir. Dinleyici konuşmacının zihninden ve yüreğinden kendi zihnine ve yüreğine doğrudan bir mesajın gönderildiğini hissetmelidir. İster on beş kişilik iş toplantısı, ister bin kişilik topluluk önünde olsun, modern bir dinleyici konuşmacının doğrudan doğruya sohbet ederek ve her bir izleyici ile aynı tarzda tek tek görüşme yapıyormuşçasına konuşmasını ister.

Doğallık ve Samimiyet

• Doğal Olun: Doğallığı sağlamanın tek yolu pratik yapmaktır. İzleyiciler arasından arkalarda oturan ve en donuk bakan kişiyi bulup ona bakarak konuşmaya başlayın. Oradaki diğer kişileri o an tamamen unutun. Onunla sohbet edin. Size bir soru yönelttiğini ve sizin de bunu cevapladığınızı hayal edin. Ayağa kalkarak konuşmuş olsaydı ve siz de onu cevaplasaydınız bu süreç hemen ve kaçınılmaz bir şekilde konuşmanızı daha çok sohbet havasında, daha doğal ve açık bir hale getirecekti. Size birinin soru yönelttiğini ve sizin de onu cevapladığınızı hayal edin. Yüksek sesle şöyle deyin: “Bunu nasıl bilebildiğimi sorarsanız? Size anlatacağım…” Örneğin, konuşmanızın ortasında “Bu iddiaya ilişkin bir kanıtımın olup olmadığını sorarsanız, yeterince kanıtım var,” diyebilirsiniz. Ardından hayali sorunuzu cevaplayarak devam edebilirsiniz. Bu tür şeyler tamamen doğal görünecek, ifadenizin resmiliğini ortadan kaldıracak, konuşma tarzınızı sıcak ve insancıl hale getirecektir. Böyle bir tarz dinleyiciye oldukça doğal gelecektir.

• Samimiyet, coşku ve ileri derecede istek de size yardımcı olacaktır. İnsan duygularının etkisinde olduğunda gerçek benliği ortaya çıkar. Engeller ortadan kalkar. Duygularının sıcaklığı tüm engelleri yok eder. İçinden geldiği gibi davranır, içinden geldiğince konuşur. Yani doğaldır. Sonuçta, konuşmalarınıza yüreğinizi katın.

• Gerçek bir sohbette hepimizin bilinçsizce yaptığı dört şey yer vardır. Fakat bunları topluluk önünde yaptığınız konuşmalarda uygulamayı düşünmeyiz. a) Bir cümledeki önemli kelimeleri vurgulayıp önemsizleri hızla geçiyor musunuz? Her kelimeye aynı önemi mi veriyorsunuz, yoksa kimisine biraz daha fazla mı dikkat çekiyorsunuz? b) Küçük bir çocuğun konuşurken yaptığı gibi ses tonunuzu sık sık yükseltip alçaltarak mı konuşuyorsunuz? c) Önemsiz kelimeleri hızla geçerek, öne çıkarmak istediklerinize daha fazla zaman ayırarak konuşmanızın hızında değişiklikler yapıyor musunuz? d) Önemli fikirlerden önce ve sonra duraklamalarda bulunuyor musunuz?

• Telaş Yapmayın. Kendinizi tam olarak ortaya koymak istiyorsanız, dinleyicinin karşısına dinlenmiş halde çıkın. Yorgun konuşmacı hiç çekici olmaz. Hazırlığınızı ve planlamanızı son ana kadar erteleyip sonra da iki ayağı bir pabuca girmiş bir halde çalışarak kaybettiğiniz zamanı kazanmaya çalışmak gibi yaygın bir hataya düşmeyin. Bunu yaptığınızda beyniniz canlılığını ve tazeliğini yitirir, karşınıza aşılması güç engeller çıkar ve bedensel zehirler depolarsınız.

• Giyiminize Özen Gösterin. Dinleyicinin konuşmacıya, konuşmanın ancak kendi görünümüne gösterdiği özen kadar saygı duyduğu birçok kez fark edilmiştir. Dinleyiciler, konuşmacının zihninin de taranmamış saçlar, boyasız ayakkabılar gibi özensiz olabileceğini düşünmezler mi?

• Gülümseyin. Dinleyicilerin önünde iken orada olmaktan mutluluk duyduğunuzu hissettirin. Bir Çin atasözü şöyle der: “Gülümsemeyen kişi dükkân açmasın.” Daha konuşmadan önce beğeniliriz ya da kabul görmeyiz.

• Kendiniz Olun. Dinleyicilerimizle ilgilendiğimizde, büyük olasılıkla, onlar da bizimle ilgilenir. Kaşlarımızı çatarsak, onlar da içlerinden veya görünür bir halde kaşlarını çatacaklardır. Çekingen ve şaşkın görünürsek bize olan güvenlerini yitireceklerdir. Kendimizle böbürlenir ve yüzsüz davranırsak kendilerini koruyan bir egoizmle tepki göstereceklerdir. Daha konuşmadan önce onay görür ya da reddedilebiliriz. Bu nedenle tavrımızın sıcak bir karşılık alacağından emin olmalıyız.

• Biraraya Toplayın. Eğer sunumunuzun başında dinleyicileriniz dağınık bir haldeyse, onları biraraya toplamaya çalışın. Böylece daha az bir çabayla onları etkileyebilirsiniz. Eğer dinleyicileriniz dağılmışlarsa, onlara öne doğru gelmelerini ve size yakın oturmalarını söyleyin. Konuşmaya başlamadan önce bunda ısrar edin. Büyük bir dinleyici topluluğunuz yoksa ve konuşmacının kürsüde durması konusunda bir neden veya gereklilik bulunmuyorsa, kürsüye çıkmayın. Dinleyicilerinizle aynı düzeye inin. Onlara daha yakın durun.

• Eyleme Dönük Konuşma Yapmak. Konuşmanıza, kabul ettirmek istediğiniz ana fikri grafik olarak sergileyen örneğinizin ayrıntılarını vererek başlayın. Sonra iyi seçilmiş terimlerle amacınızı söyleyin, tam olarak dinleyicinizin ne yapmasını istediğinizi anlatın; son olarak da ondan yapmasını istediğinizi yaptığı zaman dinleyicinin elde edeceği yararı ya da avantajı aydınlatan sonucunuzu verin. Bu formül kısa konuşmalar için en iyisidir; çünkü belli bir oranda meraklandırmaya dayanır.

Motive Edici Bir Konuşma: “Any Given Sunday”

youtube.com/emotivasyon

• Eylem elde etme konuşması yapmak için anlattığınız kişisel deneyimler şu özelliklere sahip olmalıdır: (1) Size ders olan bir deneyimi betimlersiniz. Böylece ilgiyi bir anda yakalarsınız (2) Özellikle yaşamınızda dramatik bir etkisi olmuş tek bir olaya dayalı olduğunda etkisi güçlüdür. Bazen birkaç saniyeden çok sürmemiş olsa da bu kısacık zaman dilimi size unutulmaz bir ders vermiştir. (3) Konuşmanıza, Kim, ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden sorularından birini yanıtlayan tümcelerle başlarsanız, dikkat çekmek için dünyanın en eski iletişim araçlarından biri olan öyküyü kullanmış olursunuz. (4) Örneğinizi ilgili ayrıntılarla donatın. (5) Deneyiminizi anlatırken yeniden yaşayın.

• İlgi Çekmenin Yolları:

(1) Tamamen yeni olan bir şey ilginç değildir. Tamamen eski olanın da bizim için çekiciliği kalmamıştır. Eski şeyler hakkında yeni şeyler duymak isteriz. (2) Hiçbir konu insanları kendileri kadar ilgilendirmez. Karşınızdaki kişinin kendi ilgi alanlarından, işlerinden, elde ettiği başarılardan, ya da bu kişi bir anneyse çocuklarından söz etmesini sağlayın. Onu merakla ve hevesle dinleyin. Sonuçta konuşmayı siz yapmış olmazsınız belki, ama iyi bir konuşmacı olduğunuz kabul edilir. (3) İnsanlara nesnelerden ya da düşüncelerden söz ederseniz çok büyük bir olasılıkla canlarını sıkarsanız. Ama onlara insanlardan söz ederseniz, ilgilerini çekmemeniz olanaksızdır. İnsanların başından geçenlerin anlatıldığı konuşmalar ilgi çekici olur. (4) Somut Örnekler Verin. Anlattığınız şeylerde genel ve soyut şeylerde bahsetmek yerine daha somut gerçeklere yer vermeye çalışın. (5) Resim Çizen Sözcükler: İlgi çekme konusunda en önemli tekniklerden birisi de sözcüklerle resim çizme tekniğidir. Gözlerinizin önünde imgeler yaratan bir konuşmacı canınızı hiç sıkmaz. Sırada, renksiz sembollere başvuran bir konuşmacı ise dinleyicilerini uyutur. (6) İlgi Bulaşıcıdır: İnsanların ilgisini çekmek duygularla ve ruhla ilgili bir şeydir. Kesin kuralları yoktur. Unutmayın, ilgi bulaşıcıdır. Eğer siz anlattığınız şeylerle ilgili bir ilgiye yakalandıysanız, dinleyicilerin de yakalanacağı kesindir.

2.1.3. Kapanış Bölümü

• Bir konuşmada kapanış bölümü konuşmanın stratejik açıdan en önemli unsurudur. En son söylenen şey, en uzun süre bellekte kalır! “Benim söyleyeceklerim bundan ibaret. Artık konuşmamı bitirmeliyim,” demek yanlış olur. Konuşmanızı, bitireceğinizi söylemeden bitirin.

• Kapanış, planlanması gereken bir şeydir. Bu planı dinleyicinin karşısında, stres altındayken ve zihniniz söylediğiniz şeyler üzerinde yoğunlaşmak zorundayken yapmanız akıllıca mıdır? Yoksa bunu daha önce sessiz, sakin bir şekilde yapmak daha mantıklıdır? Konuşmacının konuşmasını hangi fikirlerle bitireceğini tam anlamıyla bilmesi gerekir. Hatta kapanış bölümünü her defasında farklı ifadeler kullanarak, ama düşüncelerini tam olarak ifade etmeye çalışarak prova etmesi yararlı olacaktır.

• Birden fazla kapanış konuşması hazırlanmalıdır.

Bunlardan biri mutlaka uygun olacaktır.

Konuşmanızda Söz Ettiğiniz Noktaları Özetleyin: Üç beş dakikalık bir konuşmada bile o kadar çok şeyden söz edilir ki, kapanışta dinleyiciler bunların tümünü akıllarında tutmakta zorlanırlar. Ancak pek az konuşmacı bunu fark eder. Dinleyiciler birçok şeyi hayal meyal hatırlama eğilimindedirler. Kapanışta bunun için en iyi çözüm: Önce onlara kendilerine neler anlatacağınızı anlatın. Sonra anlatın. Sonra da neler anlattığınızı anlatın.
Harekete Geçilmesini Sağlayın: Konuşmanızın sonunda insanları eyleme geçirecek şekilde bir kapanış yapabilirsiniz. İçten samimi ve motive edici bir kapanış, akılda kalacak ve insanları etkileyecektir.
– Esprili Bir Kapanış Yapın: “Onlara kahkaha atarlarken hoşça kal deyin,” diyordu George Cohan. Eğer bunu yapabilecek yetenek ve malzemeye sahipseniz, yapın!
Konuşmayı Şiirsel Bir Alıntıyla Bitirin: Konuşmayı bitirme yöntemleri içinde en etkili olanlar iyi bir espriyle ya da şiirsel bir alıntıyla bitirmektir. Aslında, mümkünse uygun bir şiir bulmak en ideal yöntemdir. Bu istenen etkiyi yaratacak, konuşmaya bir saygınlık ve özgünlük kazandıracak, güzellik katacaktır.
– Zirveye Çıkarın: Zirveye çıkma, konuşmayı bitirmenin popüler yollarından biridir. Bu oldukça zor bir yoldur ve her konuşmacının uygulayabileceği ve de her konuda uygulanabilecek bir bitirme biçimi değildir. İyi yapılması halinde etkisi mükemmel olur. Cümle cümle güçlenir ve zirveye ulaşır.

e-motivasyon.net ekibi

Kaynakça
Dale Carnegie, Söz Söyleme ve İş Başarma Sanatı
Dale Carnegie, Etkili ve Güzel Konuşma Sanatı

Kendine Güven Kazanmanın Yolları

İknanın Motivasyonu: Etkili İkna Teknikleri ve Yöntemleri

Motivasyon ve Gelişime Dair PowerPoint Sunuları

İlgili Konular:

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir