Corona Günlerinde Motivasyon

Corona Günlerinde Motivasyon... Corona salgınını yaşadığımız şu günlerde motivasyon gücümüzü nasıl koruyabiliriz?

Corona Günlerinde Motivasyon... Corona salgınını yaşadığımız şu günlerde motivasyon gücümüzü nasıl koruyabiliriz?

Corona Günlerinde Motivasyon

Merhabalar, Corona salgınını yaşadığımız şu günlerde motivasyon gücümüzü nasıl koruyabileceğimiz konusunda düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Bölümün başlığı bazılarınıza tanıdık gelebilir. Marquez’in “Kolera Günlerinde Aşk” adlı eserinden bu ismi ödünç aldım. Aynı adlı romandan sinemaya aktarılan bu eserde büyük bir aşkın öyküsü anlatılıyor. Bir adamın tutkuyla aşık olduğu kadın için bir ömür bekleyişi konu ediliyor. Bizler de Corona günlerini yaşarken, hayata ve hayallerimize yönelik tutkumuzla sınanıyoruz belki de.

youtube.com/emotivasyon

Yaşam motivasyonu açısından sevginin gücünün ne kadar önemli olduğundan her daim bahsediyorum. Şimdi, en yakınımızdaki insanlara sevgiyle sarılmanın tam zamanı olabilir. Bu hastalığın bizlere dayattığı şey, olumlu bir açıdan bakıldığında, bizlerin gerçekten ihtiyaç duyduğu yegane şey haline gelebilir.

Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, yüz yılda bir olacak şeyler bu günlerde meydana geliyor. Evet belki farklı sebeplerle her yıl milyonlarca insan ölüyor, ama bu dönemdeki ölümlerin bu denli yankı bulmasının sebebi, her şeyin çok hızlı gelişmesi, toplumsal ve ekonomik açıdan infiale neden olmasıdır. Küçücük bir virüsün tüm dünyayı nasıl da dize getirdiğine bir bakın!

Tarihe tanıklık ediyoruz sanki. Dünyanın her yerinde tam bir hayatta kalma savaşı veriliyor. Bir Stephen King romanında yaşıyor gibiyiz. Ancak bu süreçten öğrenebileceğimiz çok şey var.

Ölümün Yanında Her şey Anlamsız, Yaşamın Dışında Her Şey Manasız Kalıyor.

Gerçekten öyle değil mi? Dünya insanı olarak birbirimize öylesine bağlanmışız ki, ancak ve ancak tüm insanlar kadar özgür olabileceğimizi ve tüm insanlar kadar hayatta kalabileceğimizi fark ediyoruz.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen olumlu şeyler de yaşanmıyor değil. Son öğrendiğim haberlere göre, Venedik’te balıklar tekrar görülmeye başlanmış. Bu sadece bir örnek. Her şeye rağmen, aslında hayatın tüm hızıyla akmaya devam ettiğini fark edebilirsiniz. Tüm bu süreç boyunca yaşanan güzellikleri görmeyi ihmal etmeyin… Örneğin moralinizi yüksek tutmak için biraz daha fazla zaman ayırın. Daha önce, zaman bulamadığınız için, yapamadığınız şeyleri yapmaya çalışın mesela.

Bir durumu nasıl tanımladığınız, o olayın kendisinden daha önemlidir. Bu bir felaket mi, yoksa dinlenmek ya da kendimizi yenilemek için bir fırsat mı?

“Nasıl gördüğünüzü değiştirin, nasıl değiştiğini görün!” Buddha

Bu süreçte dikkatimi çeken şeylerden birisi de, virüsle savaş halinde olduğumuzdur. Öncelikle herhangi bir şeyle savaşıyor olmak ve onu düşman olarak görmek, temelde doğru bir yaklaşım değil. Nasıl trafik canavarıyla savaşmak anlamsızsa, bu virüsle savaşıyor olmak da bir anlam ifade etmeyecektir. Bir hastalık veya bir sorun ondan ders alabildiğimiz ölçüde bizi geliştirebilen yegane şeydir.

Psikosomatik bilimi açısından baktığımızda, tüm hastalıklar, onlarla savaşmak için değil, bizlere bir şeyler öğretmek için ortaya çıkar. Hastalığı anlamaya ve sizlere neyi öğretmeyi amaçladığını fark etmeye çalışın. En sonunda, biliyoruz ki bizi öldürmeyen şey, bizleri daha güçlü hale getirecektir. Bu açıdan baktığımızda, her şey en temelde bizleri daha iyi hale getirmek için vardır. Tüm bu yaşananlardan dersler çıkarın ve yolunuza devam edin.  Bunu, bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için bir fırsat olarak görmeye çalışın.

Kontrolünüzdeki Şeylere Odaklanın

Tüm bu süreç boyunca fark ettiğim şey, insanların sürekli kontrolleri dışındaki şeylere odaklandıkları, zaman ve enerjilerini bunlara harcadıkları oluyor. Dünyayla ilgilenmek güzeldir, ama kendi kontrolünüzdeki şeylere odaklanmaya devam etmelisiniz. Siz ne yapabilirsiniz? Buna odaklanmaya çalışın. Bu sorunlar bir gün geçip gittiğinde, kaybettiğiniz zamanınızı geri alamayacaksınız. Gözünüzü yaşamdaki hedeflerinizden ayırmayın, önemli olana odaklanın!

Günlük gelişmelerle ilgili elbette bilgi alabilirsiniz, ama kendinizi bu dönemde olabildiğince duygusal olarak nötr tutmaya çalışın. Sonuçta dünyanın herhangi bir yerinde bambaşka nedenlerle ölümler oluyor. Bunu yaşamın doğal bir sonucu olarak kabul edin.

Belirsizliği Azaltın

Bu sürecin en can sıkıcı kısmı ise belirsizlik. Bu belirsizlik ortamında, kendinizi belirli bir zihinsel yapıda tutmaya çalışmalısınız. Kendinize bir eylem planı yapın ve seçeneklerinizi netleştirin. Belirsizliği kendi içinizde bertaraf edin. Kolay değil, ama sınavınız için hazırlanmaya devam edin, işinizi geliştirmeye, kendinizi yenilemeye devam edin. Çünkü bir gün her şey düzeldiğinde, ki düzelecek, bu süreçten en güçlü şekilde çıkacak olan yine siz olacaksınız, bunu unutmayın!

Zihniniz kötümser düşüncelerle dolduğunda, biraz daha ileriye bakmaya, dikkatinizi geleceğe yöneltmeye çalışın. 6 ay, 1 sene sonrasına bakın, 10 sene sonrasını hayal edin. Daha güzel günlerin sizleri beklediğini düşünün.

Kaygı ve Endişelerle Baş Etmenin Yolları / İyimser Düşünme Teknikleri

Hayatı tek yönlü yaşayanlarımız için, işler hiç de istedikleri gibi gitmiyor olabilir. Her şeyi mükemmel planladılar, toplumun istediği her şeyi yaptılar. Ama çat! Her şey gitti. Olabilir, A planı bozulabilir. Şimdi ne olacak? Suçlayacak birisi de yok, hiçbir zaman olmadı. Onlar için artık bugünler B ve C planlarını düşünmenin zamanı gelmiş olabilir.

Bu Bir Fırsat Olabilir

Bugüne kadar belki de işinizden nefret ediyordunuz. Belki de tüm bu yaşananlar size, o sevmediğiniz işinizin ne kadar değerli olduğunu hatırlatmış olabilir. Bir başkası için de bu harika bir fırsata dönüşebilir. Sevdiği işe girişmenin belki de tam zamanıdır. Çünkü gerçek mutluluk burada yatıyor.

Geleceği öngörmek açısından bu olaylar bizlere bir şeyler anlatıyor. Bu krizi, kendimiz açısından nasıl fırsata çevirebiliriz? Kendimizi nasıl yenileyebiliriz? Bugünün değil, geleceğin işini nasıl kurabiliriz? Günün değil, geleceğin insanı haline nasıl gelebiliriz?

Belirli sektörlerde artık yolun sonu görünüyor. Bunu bir kez daha fark ediyoruz. Klasik sanayi tipi işletmecilik artık sona eriyor. Dünya sanallaşıyor, küçülüyor ve bireyselleşiyor. Klasik işlerin yerini, yapay zeka ve makineler alıyor. Bu yeni yüzyılda bilgiye ve insana yapılan yatırımlar dışında hiçbir şey kalıcı bir başarıya dönüşmeyecek. Hem de küçücük bir virüs yüzünden. Düşünebiliyor musunuz? O kadar yatırım yaptınız ve gözle göremediğiniz bir virüs yüzünden işiniz battı. Batabilir! Ama gerçek bir girişimciyseniz, daha iyisini yaparsınız. Daha iyisini de yapmalısınız.

Kıssadan hisse anlattıklarımızı şöyle özetleyebiliriz.

Ne yaşarsak yaşayalım, bu dönemi bir fırsata dönüştürebiliriz. Sevdiklerimizle biraz daha fazla zaman geçirmeyi deneyebiliriz. Kontrolümüzde olan şeylere odaklanıp, belirsizlikle daha iyi baş edebiliriz. Moralimizi yüksek tutmaya biraz daha fazla zaman ayırabiliriz… Bu yaşadıklarınızdan dersler çıkarın ve tüm bu öğrendiklerinizle gelecekteki hayatınıza doğru güçlü bir şekilde ilerlemeyi sürdürün.

CORONA GÜNLERİNDE MOTİVASYON (2. BÖLÜM) İZLE

Corona Günlerinde Motivasyon (2. Bölüm)

Tayfun Topaloğlu

Tüm Video Eğitimler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir