Mutlu Olma Sanatı – Mutluluk İçin 10 Altın Kural
Hayatta bazı soruları aklımızla sorar, kalbimizle yanıtlarız. İşte onlardan en önemlisi de mutlulukla ilgilidir. Peki ya siz hayatınızda ne kadar mutlusunuz? Şimdi anlatacaklarım, biraz olsun kalbinizi ferahlatacak. Çünkü mutlu olmak bir sanattır. Ve sanatçısı da kendinizden başkası değildir.
Bu video eğitimde, mutlu olmak adına 10 altın kuraldan bahsediyorum. Bu kuralları öğrendiğinizde, mutsuz olmanızın nedenlerini fark edecek ve daha mutlu bir insan haline gelmeyi nasıl kolayca başarabileceğinizi anlamış olacaksınız.
Mutlu olma sanatı, özfarkındalıkla başlar. Farkındalık adına şu sorulara içtenlikle yanıt vermeye çalışın: Genelde mutlu bir insan mısınızdır? Kendinizi mutlu hissetmek için neler yaparsınız?
Elbette her insan mutlu olmak ister. Pek çok davranışın temelinde de bu istek yatmaktadır. Ancak insanların doğuştan getirdiği belirli bir mutluluk düzeyi bulunmaktadır. Yani hayatınızda büyük sevinçler ve üzüntüler yaşasanız bile, bir süre sonra ortalama mutluluk düzeyinize geri dönersiniz. Yine de her insan, bilinçli bir çabayla mutlu olma konusundaki becerilerini geliştirebilir ve mutluluk düzeyini ileriye taşıyabilir. Yoksa neden bunları anlatalım ki! 🙂
Mutlu olma sanatının düşünsel ve eylemsel olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Çünkü nasıl düşündüğümüz ve nasıl davrandığımız mutluluk sürecimizi temelden belirlemektedir. İşte birazdan anlatacaklarım, mutluluğun tüm yönlerini bütünüyle ele almaktadır.
Mutluluğun İlk Altın Kuralı:
Mutluluğun Daima Kendi Elinizdedir
Sizi mutlu veya mutsuz eden şey, insanlar ya da olaylar değil, bunlar hakkındaki düşüncelerinizdir. Şimdi derin bir nefes alın ve bu söylediklerim üzerine biraz düşünün! Yakın zamanda sizi mutsuz eden bir olayı hatırlayın. Sizi üzen şey aslında neydi? Yaşanan olayı analiz etmeye çalışın. Sırasıyla şu iki soruya yanıt verin: Gerçekte yaşadığınız olay nedir? Bu olay hakkındaki düşünceniz nedir?
Örneğin bir kaza geçirdiniz ve maddi bir zarara uğradınız… Bu olayın başınıza gelen en kötü şey olduğunu düşünüyorsunuz. Belki de haklısınız. Ancak fark ettiyseniz, bir durumu nasıl tanımladığınız, sizin nasıl hissettiğinizi belirliyor. Bu açıdan baktığınızda, canınızı sıkan şey gerçekte, kaza değil, kaza hakkındaki düşünceleriniz olacaktır.
İkinci Kural:
Kontrolünüzdeki Şeylere Odaklanın
Hayatınızda kontrol edemediğiniz şeylere dikkatinizi verdiğiniz sürece, mutsuzluğa davetiye çıkarırsınız. Kendinizi etkisiz hissettiğiniz zamanlar, genellikle kontrolünüz dışındaki durumlara fazlaca odaklanmış olduğunuz zamanlardır. Bu gibi durumlarda eylemsiz kalırsınız. Ve eylemsizlik de sizi daha fazla mutsuz eder. Kendi kontrolünüzdeki şeylere, yani kendi düşünce ve davranışlarınıza odaklanmaya çalışın. Buradaki stratejiniz şu olmalıdır: Sizin kontrolünüzde olmayan şeylere uyum sağlayın ve tüm enerjinizi kendi kontrolünüzde olanlara verin. Örneğin havanın kapalı ya da açık olması sizin kontrolünüzde değildir; ama sizin havanızın yerinde olması kendi kontrolünüzde olan bir şeydir.
Üçüncü Kural:
Mutluluğu Şartlara Bağlamayın
Mutsuzluğun nedenlerinin başında, mutluluğu belirli koşullara bağlamak gelir. Şu olursa mutlu olurum, bu olursa mutsuz olurum gibi koşullar öne sürdüğünüzde, mutluluk hissini daha az deneyimlersiniz. Halbuki şu anda mutlu olmak için hiçbir nedene ihtiyacınız yoktur. Kendinizi mutlu hissetmek için, nefes alıyor olmanız bile yeterlidir. Şimdi derinnn bir nefes alın ve aldığınız bu güzel nefesin doyasıya tadını çıkarın 🙂
Dördüncü Kural:
Kıyaslama Yapmayın
En büyük mutsuzluk nedenlerinden birisi de kıyaslamalar yapmaktır. İnsanlarla kendinizi kıyasladığınızda veya geçmişteki kendinizle bugünkü halinizi kıyasladığınızda çoğunlukla kendinizi mutsuz hissedersiniz. Birincisi, her insanın hayat yolu çok özeldir ve bir başkasıyla kıyaslanamayacak kadar benzersizdir. O nedenle kendinizi veya yaşadığınız süreçleri başkalarıyla kıyaslamak, aslında kendinize haksızlık etmek demektir. İkincisi, tüm seçimleriniz o anki en iyi seçenekler arasından yapılır. Gelecekte daha iyi sonuçlar almak istiyorsanız, sadece daha iyi seçenekler yaratmanız yeterlidir.
Beşinci Kural:
Mutluluğa Zaman Ayırın
İyi hissetmek istiyorsanız, iyi şeyler yapmaya çalışın. Bilinçli bir çabayla sizi mutlu edecek şeylere zaman ayırın. Düzenli aralıklarla yapabileceğiniz mutluluk aktiviteleri mutluluğunuzu daha sürdürülebilir hale getirecektir. Bazılarımız gezmekten, bazılarımız kitap okumaktan hoşlanır. Bunları, zaman bulunca yapmak yerine, zaman yaratarak yapmaya çalışmak, en doğru seçim olacaktır. Sizi mutlu eden aktivitelerin bir listesini yapmakla işe başlayabilirsiniz. Sonra da bunlardan birkaçını düzenli olarak yapmayı deneyin. Mutluluk saati olarak adlandırdığım bu uygulamalar ile zamanla mutluluk kalitenizi yukarıya çekmiş olacaksınız.
Altıncı Kural:
Pozitif ve İyimser Olun
Olayların iyi tarafından bakmayı ve pozitif düşünmeyi başardığınızda, daha fazla mutluluk hissi yaşarsınız. Özellikle de başınıza gelen aksiliklerle baş etmek adına kullanabileceğiniz etkili bir yöntem ise, öğrenme deneyimine odaklanmaktır. Can sıkıcı herhangi bir olayla karşılaştığınızda şu iki soruyu kendinize sormayı deneyin: Yaşadığım bu üzücü olaydan ne öğrendim? Ve bir dahaki sefere neyi farklı yaparsam daha iyi bir sonuç alabilirim? Bunun yanında, iyimserlik adına en sevdiğim ifadelerden birisi de, her şerde bir hayır vardır diye düşünmektir.. Ayrıca unutmayın, pozitif şeyler genellikle pozitif insanların başına gelir 🙂
Yedinci Kural:
Eylemsel Düşünün
Duygular bir bardaktaki su gibidir. Bardağınız olumsuz duygularla doluysa önce onu boşaltmanız gerekir. Üzüntü, pişmanlık, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygulardan kurtulmanın en iyi yollarından birisi de “eylem odaklı düşünmek”tir. Kendinizi çaresiz ve üzgün hissettiğinizde, eğer bu konuda küçük dahi olsa pozitif bir adım atarsanız, daha iyi hissetmeye başlarsınız. Önemli olan, bir şeyler yapıyor olmaktır. Uzak durmanız gereken şey ise, eylemsiz kalarak düşünmeye devam etmektir. Stratejiniz şu olmalıdır: Herhangi bir konuda nihai düşünceniz oluştuğunda, bununla ilgili ufak da olsa bir adım atıncaya kadar düşünme sürecine ara vermektir. Son düşüncenizle ilgili bir şeyler yapın, sonra da değişen şartlara göre tekrar yeni bir tavır takının.
Sekizinci Kural:
Temel İhtiyaçlarınızı Göz ardı Etmeyin
Yaşam biçiminiz, hayatınızdaki mutluluk sürecini derinden etkiler. Nasıl yaşadığınız, nasıl düşündüğünüzü ve nasıl düşündüğünüz de nasıl yaşayacağınızı belirleyecektir. Temel ihtiyaçlarınızın yeterince karşılanmadığı bir gün geçirdiğinizde, kendinizi nadiren mutlu hissedersiniz. Örneğin yemek, içmek, uyumak gibi yaşamsal ihtiyaçlarınızın mutlaka yeterli düzeyde karşılanmış olması gerekir. Açken veya uykusuzken kendinizi iyi hissetmeniz çok zordur. Tüm bunlar mutlu olmak için yeterli olmayacaktır belki ama, en azından mutsuz olmanızın da önüne geçmiş olacaktır.
Dokuzuncu Kural:
Yaratıcı ve Üretken Olun
Pek çok insan tüketim kültürünün etkisiyle, sahip olduğu şeylerin kendisini mutlu edeceği yanılgısına düşer. Mutluluğu satın alma davranışlarıyla hayatını geçirir. Ancak satın alınan mutluluklar, çoğu zaman hem pahalıya mal olur hem de geçici tatlar bırakır. Mutluluğu satın almak yerine, onu üretmeye odaklandığınızda kendinizi daha iyi hissedersiniz. Nasıl mı? Mesela arkadaşınıza doğum gününde bir hediye almayı planlıyorsunuz, hediye almak yerine, ona bir hediyelik eşya yapmayı deneyebilirsiniz. Böylece mutluluğu iki kez deneyimlemiş olursunuz. 😉
Onuncu Kural:
Şükran Duygunuzu Kaybetmeyin
Şükretmek ve şükran duymak sizi manevi olarak rahatlatır ve yaşam enerjinizi yukarıya taşır. Yaşamınızda olduğu için şükran duyduğunuz neler var? Dikkatinizi sizde olmayan şeylerden, sizinle olan şeylere yöneltmeye çalışın. Örneğin tüm bunların bir listesini yapmak iyi bir hatırlatıcı olabilir. Hemen şimdi hiç vakit kaybetmeden kendiniz için bir ‘Şükran Listesi’ hazırlayın. Eminim bunu yapar yapmaz mutlu hissetmeye başlayacaksınız.
Buraya kadar anlatılanları özetlersek… Mutluluk daima sizin elinizdedir. Mutluluğu sağlayan yegane şey sizin düşünce ve eylemlerinizdir. Hayatınızda kontrol edebildiğiniz şeylere odaklanın ve mutluluğa şart koşmayın. Kendinizi negatif kıyaslamalardan uzak tutun. Kendinize mutluluk saatleri yaratın. Pozitif ve iyimser bir tutum içinde olun. Eylem odaklı düşünün. Temel ihtiyaçlarınızı göz ardı etmeyin. Mutluluğu satın almak yerine, onu üretmeyi deneyin. Ve son olarak şükretmeyi asla unutmayın. Mutluluk daima sizinle olsun 🙂
