Steve Chandler’dan Motivasyon ve Gelişime Dair Teknikler

Steve Chandler’dan Motivasyon ve Gelişime Dair Teknikler

Steve Chandler’ın kitaplarından derlediğimiz motivasyon ve gelişime dair en iyi öneri ve teknikleri sizlerle paylaşıyoruz.

  • Siz kendi kendinizi ne kadar zorlarsanız, yaşam sizin için o kadar kolaylaşır. Tam tersine, kendinizi ne kadar rahat ve serbest bırakırsanız, yaşam sizin için o kadar zorlaşır.
  • Sorunun sorumluluğunu kabullenmenin, aynı zamanda bana onu çözebilmek için yeni bir güç de verdiğini bir kez keşfedince, özgürlüğüme kavuştum… Kendimizi sorunlarımızın kurbanı olarak gördüğümüzde, onları çözümleme gücümüzü yitiririz. Sorunun kaynağının bizim dışımızda bir yerde olduğunu açıkladığımız zaman, yaratıcılığımızı da devreden çıkarmış oluruz. Oysa, bir kez ‘sorun asıl ben kendimim’ dedikten sonra, büyük bir güç dışarıdan içimize kayar. İşte o zaman da bizzat kendimiz çözüm haline geliriz
  • Eğer zaman zaman hiç haber dinlemez, izlemez ve okumazsanız, yaşam hakkındaki iyimserliğinizin arttığını görürsünüz. İçinizdeki enerjinin yükseldiğini hissedersiniz.
  • Ne zaman mutlu olsam, başkalarındaki mutluluğu da fark ederim. Ne zaman sevecen olsam, başkalarının da sevecen olduklarını görürüm. Ne zaman enerji ve umut dolu olsam, dört bir yanımda fırsatlar görürüm.

Kazananlar Odaklanır, Kaybedenler Dağılır!

  • Yaşlanma etkisiyle ortaya çıktığına inandığımız bellek yitimi ve zihin durgunluğu gibi sorunların yalnızca insanın beynini kullanmamasının sonucu olduğu kanıtlanmıştır. Beyin de kol kaslarınıza benzer; kullanırsanız güçlenip hızlanır, kullanmazsanız zayıflayıp yavaş tepki gösterir.
  • Özyaratımın anahtarı, en küçük şeyleri bile yapma, ama onları hemen bugün yapma arzusu duymanızdadır. Özyaratım bir, ya hep ya hiç oyunu değildir; bu sürekli gelişen bir çabadır. Şu alanda küçük bir dokunuş, orada küçük bir gelişme, o gününüzü ve böylece de tüm yaşamınızı, büyük kılar. Bugün, tüm yaşamınızın bir mikrokozmosudur. Tüm yaşamınızın minyatür bir örneğidir… Kendi kendimizi motive etmemiz, bugüne yüklediğimiz önem ve anlamdan kaynaklanır.
  • Oyunun hilesi, motivasyonu sürekli kılmaktır. Ruhunuzu, hep onlara uygun bir biçimde yaşamak istediğiniz iyimser düşüncelerle, bile bile sürekli besleyebilmeniz için bu şarttır. Ne zaman zihninizi açan herhangi bir düşünce, cümle ya da paragraf görseniz, bir kelebek koleksiyoncusu gibi onu yakalamalı ve sonra da onu kendi düşlerinizin tarlasına salmalısınız.
  • Motivasyonunuzu artırmak istiyorsanız, esininizi bir başka kişiye kaydırın. Ona kendi güçlü yanlarını gösterin. Onu cesaretlendirip destekleyin. Ona kendi kendini yaratmasında kılavuzluk edin. Sonra da onun sizin için neler yapacağını izleyin.
  • Beklenmedik kadar büyük paralar, beklenmedik kadar yüksek hizmet düzeylerinin karşılığında gelir. Yaşamınız boyunca insanlara beklenmedik hizmetlerde bulunabilmenin yolu, kendi kendinize şunu sormaktır: Onlar ne bekliyorlar? Bir kez bu sorunun cevabını açıkça ortaya koyduktan sonra, bir de şu soruyu sormalısınız: Onların beklemediği ne yapabilirim?

 

Öğrenmeye en çok gereksinim duyduğumuz şey bilgi değil, beceridir.

 

  • Kendi kendinizi güdülemeyi kolaylaştırmanın yollarından biri, yeryüzündeki en tembel insan sizmişsiniz gibi davranmaktır. Önünüzdeki görevi yavaş yavaş, tembel tembel yapacağınızı baştan kabul ettiğiniz zaman, o işe başlamak sizin için artık korkutucu ya da ürkütücü olmaktan çıkacaktır.
  • İnsanların çoğu, yaşamdan beklediklerinin pek azını elde etmelerinin, yalnızca temel hedeflerinin çok küçük ve çok belirsiz olmasından kaynaklandığını öğrendiklerinde çok şaşırırlar. Çok küçük ve çok belirsiz hedeflerin, hiçbir gücü yoktur. Eğer sizin düş gücünüzü kışkırtmıyor, harekete geçirmiyorsa, temel hedefinize ulaşmanız olanaksızdır. Motivasyonu gerçekten artırmanın yolu, büyük, belirli ve güçlü bir hedef saptamaktır.
  • Eğer insanlar tek bir amaca yönelirse, inanılmaz şeyler başarırlar… Tüm gün akıllarından geçen düşünceleri nasıl işe yarar hale getireceklerini düşünür dururlar. Amacıma ulaşmada işime neler yarar? Hayattaki amacımı göz önüne alırsak, bundan nasıl faydalanabilirim?
  • Aklımın beynime, kim olduğum ve neleri başarabileceğim konusunda yolladığı her resmi gerçekleştirebilirim. Gözümde canlandırdığım resmi gerçekleştirmek için bir fırsat doğduğunda, harekete geçer ve bunu yaparım. Bu bana çok doğal gelir. Benlik algısı, kaderdir.
  • Gerçek kararlılıkla, bir işi sadece yapmaya çalışmak arasında muazzam bir fark vardır. Yaşam ve ölüm arasındaki farkı yeniden düşünün.
  • Televizyon izlediğinizde, başka insanların yaşamak için yapmayı sevdikleri şeyleri yaptıklarını izlersiniz. Onlar ekranın en iyi tarafındadırlar; çünkü eğlenmektedirler Siz ise edilgin bir biçimde, yalnızca onların eğlendiklerini izlemektesinizdir. Onlar para kazanmaktadır, siz ise para ödemektesinizdir.
  • Sevgi yoksa, para da yoktur… İnsanlar için ne yapmayı seviyorum? Daha çok insana nasıl hizmet verebilirim? Zenginlik, tün bunların bir sonucu olacaktır.

  • Korku, abartılı bir şekilde kendine odaklanmaktan kaynaklanır.
  • Eğer zihnimi değiştirirsem, etrafımdaki dünyayı ve sorunlarını algılayışımı da değiştiririm…. Aklınız, ruhunuz, kalbiniz, hayatınız, beyniniz… Tüm bu karmaşık yapı aynı şekilde çalışır; geçişi başlatmak için, zihninizdeki vitesin değişmesini bekler. Çünkü zihninizi değiştirdiğinizde, bütün dünya da sizinle birlikte değişecektir.
  • Bir savaşçı ne yapması gerektiğini bilmek zorunda değildir. Bir savaşçı bir şeyin nasıl yapılacağını bilmek zorunda da değildir. Bir savaşçı, yalnızca yapmayı seçer… Yapmayı seçtiğiniz şey için zaman yaratın.

 

Ölüm korkusu yok olduğunda, korkunun ölümünü deneyimleriz.

 

  • Ertelemekle ilgili sorun, herhangi bir başlangıcın yapılmamış olmasıdır. Eğer bir başlangıç yapılırsa, erteleme diye bir şey olmaz.
  • Duygularımızı, tavırlarımızı ve düşüncelerimizi, her zaman bir şeyi algılama biçiminiz belirler. Algıları değiştirebilmenin kendi gücümüz dahilinde olduğunu görebilseydik, istediğimiz şekilde bir günü yaratmak konusunda özgür olurduk.
  • Gördüğüm en büyük dönüşümler, insanlar artık parayla korkuyu, parayla özdeğeri ilişkilendirmekten vazgeçtiklerinde ve kıtlığa karşı silahlanıp zenginlik savaşını (bu içsel bir savaştır) sonsuza kadar kazandıklarında gerçekleşmiştir.
  • Hayatınızda yarım kalmış işlerin sizden ne kadar çok enerji götürdüğüne dikkat edin. Sizi ne kadar tükettiğine bakın… Bir işi bitirip tamamladığınızda ve paketleyip kaldırdığınızda, yaşam enerjiniz azalmaz, artar. Tamamlanmadan sonra çok canlı ve neşeli olursunuz. Bu harika bir duygudur.

Kafa meşguliyeti tüm başarıların düşmanıdır.

  • Kesin odaklanma tüm büyük başarıların anahtarıdır. Tam tersi olan kafa meşguliyeti ise başarının düşmanıdır. Bunu bir yere yazın çünkü hayatınız değişebilir: Kafa meşguliyeti tüm başarıların düşmanıdır.
  • Yapmanız gereken hayatla dans etmektir, hızlanıp hayatın önüne geçmek değil. Hayatla yarışıp onun önüne geçenler dans pistinde yere çakılıyor. Kendi geleceklerinde yaşıyorlar ve korkunun yaşadığı yer de burasıdır. Ama yavaşlayıp içinde bulunduğunuz bu ana hakim olduğunuzda, artık korku yoktur.

Engeller Görevi Besler

  • Bizi heyecan verici şeyleri denemekten alıkoyan, aslında başarısızlık korkusu değildir. Başarısızlığımızın ortaya çıkmasından duyulan korkudur. Başarısız biri gibi görülme korkusudur.
  • Kendinize bir yıl yaratmayın, sadece bir gün yaratın. Kafanızda mükemmel günü oluşturun ve onu yaşayın. Yıl zaten kendi başının çaresine bakar. Yaşamınız da.
  • Sizi neyin motive ettiğini daha iyi öğrendikçe, kendinizi motive etmeniz daha kolay olacaktır… Şu andan başlayarak, sizi esinlendiren her şeyi fark edeceğinize dair kendi kendinize söz verin. İşte bu sizin kumanda panelinizdir. O düğmeler de sizin özgüdüleme enerjinizi harekete geçirirler… Kendinizin nasıl çalıştığını daha iyi öğrendikçe, kendi kendinizi motive etmek daha da kolaylaşacaktır.
  • Ulaşmak istediğiniz hedef ne olursa olsun, eğer mutluysanız, ona ulaşmanız on kat daha kolaylaşacaktır.
  • Kendinizi o işi yapıyormuş gibi düşleyemediğiniz hiçbir şeyi başaramazsınız.

 

Neyi arzuluyorsanız bütün dikkatinizi onun üzerinde yoğunlaştırın; eninde sonunda gerçekleştiğini göreceksiniz.

 

  • Hayır sözcüğünü asla bir yanıt olarak görmeyin. Onun her zaman bir soru olduğunu düşünün. Hayır sözcüğünün şu soru yerine söylendiğini kabul edin: Bundan daha yaratıcı olamaz mısınız?
  • İşte size yalnızca zihinsel bir araç olarak kullanmanız gereken bir başka özgüdüleyici. Belirlediğiniz hedeflerden birini ele alın ve onu iki kat artırın. Ya da üç kat. Ya da on kat. Sonra da kendinize ciddi ciddi bu yeni hedefe nasıl ulaşabileceğinizi sorun.
  • Ne türden bir sorunla karşılaşırsanız karşılaşın, benim bildiğim en özgüdüleyici egzersiz, kendi kendinize hemen şunu söylemektir; sorun, aslında ben kendimim. Çünkü, bir kez sorunun kendiniz olduğunuzu düşünürseniz, çözümün de kendiniz olduğunu anlarsınız.

Başkalarına verebileceğiniz en iyi armağan, kendi yaşamınızı yoluna koymaktır.

  • Bir şeyin üstesinden gelmem, bir şeyle yüzleşmem ya da cesur bir eylem planı yaratmam gerektiğinde, uzun yürüyüşlere çıkıyorum. Yeterince uzun süre ve yeterince uzun mesafe yürüdüğüm zaman mutlaka aklıma bir çözüm geliyor. Böylece, en yaratıcı eylem yoluna yöneliyorum.
  • Dünya, sizin güneşli bir gündeki gölgeniz gibidir. Hareket edin, bakın bakalım gölgeniz ne yapacak? Elbette sizinle birlikte o da hareket edecek!
  • Ne yapmanız gerektiğini ve onu neden yapmanız gerektiğini bilmek kendi kendinizi motive etmek için gerek duyduğunuz enerjiyi sağlayacaktır size. Amacınızı bilmemek ise var olan enerjinizi ve yaratıcılığınızı da alıp götürecektir… Çoğu insan hayatları boyunca görkemli bir şeyler yaratamaz; çünkü aynı anda çok fazla şey yapmakla meşguldür.

Hikayenizi Değiştirin

  • Hedefleriniz ve amaçlarınızla ilgili listeler hazırlamak güçlü bir motivasyon aracıdır. Katılacağınız bir toplantıya elde etmek istediğiniz sonuç konusunda zihinsel olarak hazırlayıp gitmek önemli bir şeydir; ama bunları yazıya dökerseniz kendinizi daha da güçlü hissedersiniz. Bir şeyleri yazıya geçirdiğiniz zaman beyninize daha sıkı nakşetmiş olursunuz… Sizi yaşamda en çok heveslendirip heyecanlandıran şeyler nelerse, onları mutlaka kendi el yazınızla yazmalısınız. Eğer verimli ve anlatım gücü yüksek bir liste yazarı olursanız, kendi kendinizi kendi yazdığınız şeylerle nasıl motive edebileceğinizi de öğrenirsiniz.

 

Neye bakıyorsanız, yüzünüzü neye döndürürseniz, yaşamınızda da o büyüyecektir. Neyi görmezden gelirseniz, o ardınızda kalacaktır.

 

  • Kendi kendimi motive etmeye girişmek için benim yaptığım ritüel, yürümektir. Yaşamım boyunca, birçok kez asla çözülemeyecekmiş gibi görünen sorunlarım oldu; her seferinde de yaptığım ritüel o sorunu alıp uzun uzun yürümek oldu. Bu yürüyüş bazen saatlerce sürerdi. Ama, istisnasız her sefer, yürümeye devam ederken aklıma nereden olduğunu bilmediğim bir çözüm yolu mutlaka geldi.
  • Her birimiz, karşılaştığımız zorluklara hep kutunun içinde kalarak bakma eğilimindeyizdir. Geçmişte neler yaptığımıza bakıp onu gözlerimizin önüne koyar; sonra da ‘gelecek’ dediğimiz şeyi ona bakarak gözümüzde canlandırmaya çabalarız. Oysa bu yaklaşım kendi geleceğimizi kısıtlar. Bu kısıtlanmış bakışla elde edebileceğimiz gelecek, en fazla, ‘yeni ve daha iyi bir geçmiş’ olabilir.
  • Anımsamak istediğiniz düşünceyi beyninizde bir melodiye dökün; böylece bir daha asla oradan çıkamaz. Kendi kendinizi motive etmenize yarayan bu tür düşünceleri sanki birer şarkıymış gibi görmeye başlayın. Bu düşünceleri, aklınızdan bir daha hiç çıkaramayacağınız hale gelinceye dek size tekrar tekrar anımsatacak biçimde yeniden kurmanın yollarını bulabilirsiniz. İşte inanç sistemlerimizin de, hedeflerimize uyacak biçimde yeniden yapılandırılması bu biçimde olur.

 

 

  • Yapmanız gereken şey her ne ise, işteki büyük bir proje de olsa, evdeki büyük bir temizlik de olsa, onu oyuna çevirmek, içinizde her zaman daha büyük bir enerji ve motivasyon yaratacaktır.
  • İçinizde mutluluk yeşertmeyi reddederseniz, hiçbir zaman başkalarına olağanüstü bir hizmette bulunmayı başaramazsınız; kendi kendinizi istediğiniz biçimde yaratabilecek enerjiyi de asla kendinizde bulamazsınız. Ölüm döşeğinizde yatarken gerçek yaşamınızı yaşadığınızı ve sizi mutlu edecek şey her neyse onu yaptığınızı bilmekten daha iyi bir hedef asla olamaz.
  • İnsanların çoğunun, iki adım ilerledikten sonra bir adım geriye kayınca, cesareti kırılır. Başarısız olduklarını düşünürler; oyunu yitirdiklerine inanırlar. Oysa hiç de öyle değildir. Yalnızca ilerlemenin doğal ritmine ayak uydurmuşlardır. Bu ritmi bir kez anladıktan sonra, gereksiz yere, onunla didişeceğinize, onunla uyumlu bir çalışma içine girebilirsiniz. Yenilenmeyi daha iyi planlayabilirsiniz.
  • İçinde yaşadığınız anda uyanık olmaya alışın. Bu saatin, olabildiğince fazla bilincinde olun. İçinde yaşadığınız anda geçmişi yaşamayın (tabii eğer suçlu olmayı sevmiyorsanız) ya da geleceği yaşamayın (eğer korkuyu sevmiyorsanız); bütün dikkatinizi yaşadığınız gün üzerinde toplayın (eğer mutluluğu seviyorsanız).

Konfor Alanınızın Dışına Çıkın!

  • Kendi rahatlık bölgenizi yalnızca dinlenmek için kullanın; sürekli içinde yaşamak için değil. O bölgeyi, bilinçli bir biçimde, kendinizi akıl yönünden bir sonraki zorlu duruma hazırlarken dinlenip enerjinizi tazelemede kullanın… Eğer bunun yerine, rahatlık bölgenizi sürekli bir yaşama ortamı olarak belirleyip o bölgeden dışarı çıkmazsanız, rahatlık bölgeniz, rock şarkıcısı Sting’in dediği gibi, sizin ‘ruhunuzun kafesi’ haline gelecektir. Özgürlüğünüzü seçin; o kafesten uçup kaçın.
  • Sevdiğiniz işi yapmaya ne kadar yaklaşırsanız, insanlar o kadar çabuk sizinle olmak, yaptığınız şeye erişmek ister; çünkü insanlar gerçekten de severek üretilmiş ve sunulmuş ürünler için para ödemeyi ister.
  • Beklentiniz yoksa, sadece yeni maceralar sizi bekler. Sürekli sürpriz. Eğer sevdiğiniz sizin için hoş bir şey yaparsa, ne hoş bir sürpriz olur. Güzel bir şey söylerse ve siz de bir şey beklemiyorsanız katıksız bir sevinç yaşarsınız.

 

 

  • Kendi kendinize ‘yapmak isterdim; ama nasıl yapacağımı bilmiyorum’ diyerek acınacak duruma düşmeyin. Bu kesinlikle yanlış. Doğru olan, henüz bunu istemiyor olmanızdır. ‘Henüz istemiyor olmak’ kötü bir şey değildir. Hayatta her şeyi isteyemezsiniz. Seçim yapmanız gerekir; ama, ancak hazır olduğunuzda. Hazır olduğunuzda da bunu anlayacaksınız.
  • Kendi zihnimde kim olduğum, gün boyunca ne yapacağımı belirler. Dolayısıyla, daha büyük, daha iyi şeyler yapabilmek istiyorsam, benlik kavramımla işe koyulmam gerekir. Bu, kendimi nasıl gördüğümle alakalıdır. Bu dünyada daha çok şey elde etmek istiyorsam, onu da büyütmem gerekir.
  • Sizi endişelendiren şey her ne ise, mutlaka o konuda bir şeyler yapmalısınız; asla yalnızca düşünüp kalmamalısınız. Eyleme geçmekten korkmayın; yapacağınız şey çok küçük ve kolay bir şey de olabilir, yeter ki eyleme geçmiş olun. En küçücük eylemler bile endişenizi kovmaya başlayacak güçtedir… Gelecekte, herhangi bir şey hakkında endişeleneceğiniz zaman kendi kendinize şunu sorun; hemen şu anda, bu konuda yapabileceğim en küçük şey nedir? Sonra da o düşündüğünüz şeyi yapın.

Bu Konuda Ne Yapabilirim?

  • Siz hareket halindeyken ‘karar’ kendi kendine oluşur… Eyleme geçmek, zihni böyle bir değişime açar. İçgüdülerin, sizin için karar vermesini sağlar. Kendinize güvenmenizi, bütün gün karar vermeye çalışarak zaman ve enerji kaybetmemenizi sağlar.
  • Siz yaşama tepki vermeyin; bırakın yaşam size tepki versin. Eğer her zaman ilk hamleyi yapan siz olursanız, yaşamı ne kadar çok tuşa getirdiğinize siz de şaşarsınız.
  • Etkili düş kurmanın en görkemli yanı, hedefe ulaşmakta değildir. Hedef peşinde koşmanın düş kuran kişi üzerinde yarattığı etkidir. Düşlerinize gerçekten ulaşmayı bir yana bırakın, yalnızca o düşlerin peşinde koşmanız bile kendi gerçek kimliğinizin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
  • Zen keşişlerinin, bir halka halinde oturup gülmeye hazırlandıkları bir ‘gülme meditasyonu’ vardır. Belli bir saatte öğretmen bir gong çalar ve tüm keşişler gülmeye başlar. Gülmeleri şarttır, isteseler de istemeseler de. Ama çok geçmeden, kahkaha bulaşıcı bir nitelik alır. Az sonra da keşişlerin tümü içlerinden gelerek, kahkahalarla, katıla katıla gülerler.
  • Büyük düşünceler aklımıza genellikle banyo yaparken gelir; çünkü çoğu kez, gün boyunca tümüyle yalnız başımıza kalabildiğimiz tek zaman banyo yaptığımız zamandır. Ne televizyon, ne film, ne trafik, ne aile, ne geveze ev hayvanları. Zihnimizi kendi kendisiyle söyleşmekten alıkoyabilecek hiçbir etkenin bulunmadığı tek zamanımız odur.
  • İnsanlar sürekli bir enerji arayışındalar; çünkü yapacakları o kadar çok şey var ki. Enerji arıyorlar; ama aramaları gereken noktayı kaçırıyorlar; amaç! Hayatta bir amacı olmak, enerjiyi de beraberinde getirir.
  • Çoğu insan yapacağı işe başlayamaz; çünkü işin bütününü düşünür. Oysa işin tümünü yapmayı düşünmek, kısa sürede çok fazla baskı yaratır ve bu işe şimdi başlayamayacaklarını düşünüp bırakırlar.

 

Kötü yapın; yavaş yapın; korkunç yapın; yapmanız gereken herhangi bir şekilde yapın; ancak yapın!

 

  • Kendinize yapmak üzere olduğunuz şeyin sevecen, yaratıcı ve yaşamınız için yararlı olup olmadığını sorun. Yanıt evet ise, hiç durmayın yapın. Yanıt hayır ise, rotanızı değiştirin.
  • Korku, sevginin yokluğudur. Kalabalık önünde konuşmaktan korkuyorsam, bu henüz kalabalık önünde konuşmayı sevmediğim içindir… Yeterince sevgi olursa, korku kalmayacaktır.
  • İnsan beyni sihirli bir bilgisayardır. Ona ilham verici bir şey yolladığımızda, o da bize enerji yollar. Ama ona moral bozucu ya da olumsuz bir şey yollarsak, o da bizi aşağılara çeker. Bütün bunların temelinde şu var; yollayan biziz.
  • Zor dönemler geçtiğinde -ki her zaman geçerler, daha güçlü ve daha bilgeyizdir. Bu yüzden benim kendime sorduğum soru; ‘buna nasıl katlanacağım’ değil, ‘bunu nasıl kullanacağım’ sorusudur. 
  • İnsanların söylediklerinde, gizli birçok fırsat vardır.; ama aklım gelecekteyse, bunların hiçbirini duymam. Servete hoşça kal derim, o kişiye hoşça kal derim, o da uzaklaşır ve her şey biter. 
  • Eğer korkunuz yoksa, hayatınızda yapacağınız 10 şeyi yazın. Sonra da onlardan birini gerçekleştirin… Bütün korkuların yerine bir eylem koyabilirsiniz. Korkmayın, harekete geçin!”

Steve Chandler

Kaynakça:

Steve Chandler (2001) Kişisel Başarı İçin 100 İpucu, (Çev. Ahmet Ünver) 3. Basım, Rota Yayınları, İstanbul

Steve Chandler (2017) Motive Ol! (Çev. Bahar Akçura), Trend Yayınevi, Ankara

Steve Chandler (2006) Sizin Hikayeniz (Çev. Elif Umar) Dharma Yayınları, İstanbul s.59-66

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir